1) Tez
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Yedinci sınıf öğrencilerinin matematik derslerindeki problem kurma sürecinde yapmış oldukları cebirsel düşünme hatalarının incelenmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Gür, Zelal; Obay, MustafaBu araştırmanın amacı, 7. Sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki problem kurma sürecindeki cebirsel düşünme hatalarının incelenmesidir. Araştırmanın çalışma grubunu, 2022-2023 eğitim öğretim yılı Şanlıurfa ili Siverek ilçesindeki İleri ortaokulunda öğrenim gören yedinci sınıf öğrencilerinden oluşmaktadır. Nitel araştırma türlerinden fenomenografik araştırma olarak yapılandırılan bu çalışmada öğrencilerin denklemler konusunda problem kurma etkinliğinde yapmış oldukları cebirsel düşünme hata durumları analiz edilmiştir. Ayrıca, 7. Sınıf öğrencilerine problem kurma süreçlerini nasıl değerlendirdiklerini ve ders başarısına etkisinin nasıl gerçekleştiğini anlayabilmek için görüşme soruları hazırlanmıştır. Veri toplama sürecinde yapılandırılmış, yarı yapılandırılmış ve serbest problem kurma etkinlikleri ayrı ayrı uygulanarak değerlendirilmiştir. Cebirsel düşünme durumları ortaya çıkarılmıştır. Bu durumlar her aşamada kategorize edilmiştir. Araştırmanın sonucunda yedinci sınıf öğrencilerin denklemler konusunda problem kurarken yapmış oldukları cebirsel hataların en fazla yapılandırılmış ve yarı yapılandırılmış problem kurma sürecinde olduğu gözlenmiştir. Görüşme soruları ile desteklendiğinde öğrencilerin hatalarının nedenleri problem kurarken muhakeme yapamadıklarından, bir denkleme bağlı kalarak kurulan problemlerde cebirsel düşünme de zorlandıklarından ve yaratıcı problemler kuramadıklarından ortaya çıktığı sonucuna varılmıştır.Öğe Siirt Üniversitesi kampüsünde bulunan su sistemlerindesuyun mikrobiyolojik açıdan Legionella cinsi bakterivarlığının ve bazı kimyasal parametrelerinin araştırılması(Siirt Üniversitesi, 2024) Direk, Berat; Akcan, NurullahSiirt Üniversitesi Etik Kurulu onayıyla gerçekleştirilen çalışmada, üniversite kampüsündeki çeşitli fakülte ve yüksekokul binalarından alınan 30 su ve 30 sürüntü örneğinde Legionella ve serogruplarının varlığının araştırılmasına odaklanılmıştır. Ayrıca kimyasal olarak numunelerdeki klor, nitrat, nitrit, pH ve iletkenlik seviyeleri de analiz edilmiştir. Kimyasal analizi yapılan su örneklerinin pH değerinde en düşük değer İktisadi İdari Bilimler Fakültesi 1. Kat 8,003 ile en yüksek değer Ana Su Deposu arasında 8,214 olarak tespit edilmiştir. Elektriksel iletkenlik değerlerinde en düşük değer yemekhaneden alınan numunede 206,280 ?S/cm, en yüksek değer ise Yabancı Diller Yüksekokulu 1.Kat alınan numunede 276,399 ?S/cm olarak kaydedilmiştir. Ziraat Fakültesi 1. kattan alınan su numunesinde en düşük nitrat değeri 6,83 iken ana depodan alınan su numunesinde en yüksek nitrat değeri 6,98 olarak tespit edilmiştir. Ölçümü yapılan su numunelerinin hiçbirinde nitrit tespit edilmemiştir. Mikrobiyolojik analizi yapılan su örneklerinin hiçbirinde Legionella üremesi olmamasına rağmen İlahiyat Fakültesi 1.katından ve Turizm İşletmeciliği ve Otelcilik Yüksekokulu 2. katından alınan sürüntü örneklerinde Legionella üremesi gözlemlenmiştir. Daha sonra yapılan serogrup aglütinasyon testinde üreme meydana gelen kolonilerin Legionella pneumophila serogrup 1 (SG1) olduğu tespit edilmiştir. Tez çalışması kapsamında elde edilen sonuçlar neticesinde Siirt Üniversitesi kampüsündeki içme suyunun tüketim için gerekli kimyasal standartları karşıladığı sonucuna varılmasına rağmen sürüntü örneklerinde üreme tespit edilen iki musluğun bulunduğu yerlerde gerekli dezenfeksiyon uygulamalarının yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.Öğe Fen bilgisi öğretmen adaylarının girişimcilik özelliklerinin yaratıcı düşünme ve eleştirel düşünme eğilimleriyle ilişkilendirilmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Yeşilbaş, Betül; Çetin, AliGelecek nesilleri yetiştiren öğretmenlerin her alanda donanımlı bireyler olarak yetişmesi gerekmektedir. Özellikle de bilimle iç içe olan ve sürekli araştıran, eleştiren, sorgulayan ve yeni çözümler üreten fen bilgisi öğretmenlerinin bu konuya daha özenli yaklaşması önemlidir. Bunlar dikkate alındığında araştırmanın amacı, fen bilgisi öğretmen adaylarının girişimcilik özelliklerinin yaratıcı düşünme ve eleştirel düşünme eğilimi ile ilişkilendirilip çeşitli değişkenlerce incelenmesidir. Araştırmanın modeli, nicel araştırma yöntemlerinden tarama modelidir. Çalışmanın evrenini, Türkiye'de Fen Bilgisi Öğretmenliği programında öğrenim gören tüm fen bilgisi öğretmen adayları oluşturmaktadır. Çalışmanın örneklemini ise; 2023-2024 yılları arasında Siirt, Dicle ve RTE Üniversitelerinde öğrenim gören her düzeydeki 290 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Çalışmada kullanılan ölçekler; Öğretmen Adaylarına Yönelik Girişimcilik Ölçeği, Eleştirel Düşünme Eğilimleri Ölçeği ve Marmara Yaratıcı Düşünme Eğilimi Ölçeği' dir. Ölçeklerden 8'i kayıp olmak üzere 290 veri elde edilmiştir. Verilerin basıklık ve çarpıklık değerlerine, KMO and Barlett's Test değerine ve Levene's Test değerlerine bakılmıştır. Yapılan analizler sonucu edinilen bulgulara göre, duygusal zekânın kadınlar lehine .41 Cohen d değeri ile orta düzeyde bir etkiye sahip olduğu, merakın hem üniversite ve hem de sınıf, esnekliğin ise sadece sınıf üzerinde küçük bir etkiye sahip olduğu bulgularına ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda, girişimcilik ve eğilimlerin yüksek düzeyde ortalamalara sahip olduğu ve aralarında pozitif yönlü korelasyon olduğu sonucuna varılmıştır. Literatürde, elde edilen bulgularla hem benzerlik hem de farklılık gösteren çalışmalara rastlanmıştır. Gelecekteki araştırmacılar elde edilen bulgulara göre duygusal zekâ alt boyutunun neden kadın adaylar için orta düzeyde anlamlı farklılık gösterdiğini araştırılabilir. Aynı zamanda " Duygusal Zekâ neden erkek adaylarda daha az ve arttırmak için ne yapılabilir?" Sorusuna cevap arayabilirler.Öğe Yapraktan bor ve çinko uygulamalarının pamukta verim, kalite ve fizyolojik özelliklere etkisi(Siirt Üniversitesi, 2024) Uraz, Burhan; Karademir, ÇetinBu çalışma farklı Çinko ve Bor uygulama yöntemlerinin pamukta verim, verim unsurları, bazı fizyolojik parametreler ve teknolojik özellikleri üzerine olan etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışma 2022 yılında Siirt Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanında tesadüf blokları deneme desenine göre 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüş ve denemede materyal olarak May 455 pamuk çeşidi ve yapraktan bor ve çinko mikro bitki besin elementleri kullanılmıştır. Denemede 7 farklı uygulama (Kontrol, Zn 45, Zn (45+60), Zn (45+60+75), Bor 45, Bor (45+60), Bor (45+60+75)) yer almıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre kütlü pamuk verimi, lif verimi, ilk meyve dalı boğum sayısı, odun dalı sayısı, koza sayısı, boğum sayısı, çırçır randımanı, meyve dalı sayısı ve klorofil içeriği (SPAD değerleri) özellikleri bakımından uygulamalar arasında önemli istatistiksel farklılıklar elde edilmiştir. Zn ve Bor uygulamalarının lif teknolojik özellikler üzerine etkisi incelendiğinde incelenen tüm lif kalite özellikleri bakımından uygulamalar arasında istatistiksel bir farklılık elde edilmemiştir. Ekimden sonra 45, 60 ve 75'inci günde gerçekleştirilen çinko uygulaması incelenen morfolojik ve fizyolojik özelliklerden bitki boyu, boy nod oranı ve NDVI değeri dışındaki tüm özelliklerde olumlu yönde önemli bir artışa neden olmuştur. Ancak elde edilen verilerden çinko'nun ekimden sonra 45 ve 60'ıncı günlerde yapılan uygulamalarda rakamsal olarak daha az olmasına karşın istatistiksel olarak aynı grupta yer aldığı belirlenmiştir. Bu bilgiler ışığında ekonomik analiz yapmak kaydıyla, ekimden sonra 45+60+75'inci günlerde olmak üzere 3 kez çinko uygulamasının verim ve diğer morfolojik ve fizyoljik özellikler bakımından en yüksek değerleri vermiş olmasından dolayı önerilebileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Mardin ekolojik koşullarında bazı yem bezelyesi [Pisum sativum ssp. arvense (L.) Poir.] çeşitlerinin verim ve verim öğelerinin belirlenmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Akan, Rezan; Seydoşoğlu, SeyithanBu çalışma, Mardin ekolojik koşullarında bazı yem bezelyesi [Pisum sativum ssp. arvense (L.) Poir.] çeşitlerinin ot verimi ve kalite özelliklerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Araştırma; Mardin ili Artuklu ilçesine bağlı Akıncı Mahallesi çiftçi Arazisi'nde 2022-2023 yetiştirme sezonunda yürütülmüştür. Araştırmada Özkaynak, Taşkent, Gölyazı, Töre, Hat-1, Assas, Ateş, Arda, Kurtbey, Kirazlı, Ulubatlı, Ürünlü, GAP Pembesi ve Livioletta yem bezelyesi çeşitleri bitkisel materyal olarak kullanılmıştır. Araştırmada tarla denemesi, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Çalışmada; doğal bitki boyu, yeşil ot verimi, kuru ot verimi, ham protein oranı, asit deterjanda çözünmeyen lif oranı, nötral deterjanda çözünmeyen lif oranı, sindirilebilir kuru madde, kuru madde tüketimi ve nispi yem değeri gibi tarımsal özellikler incelenmiştir. Araştırma sonucunda incelenen tüm özellikler yönünden çeşitler arasında istatistiki açıdan P?0,01 düzeyinde önemli farklılıklar tespit edilmiştir. Araştırmada, çeşitlere göre; bitki boyu 62,07-94,27 cm, yeşil ot verimi 1583,33-4266,67 kg/da, kuru ot verimi 425,67-1125,00 kg/da, asit deterjanda çözünmeyen lif oranı %21,20-32,89, nötral deterjanda çözünmeyen lif oranı %35,08-44,92, protein oranı %17,27-22,31, kuru madde tüketimi 2,68-3,42, sindirilebilir madde miktarı %63,28-72,39 ve nispi yem değeri 131,43-184,09 arasında değişkenlik göstermiştir. Araştırmadan elde edilen bir yıllık sonuçlara göre; Mardin İli iklim ve toprak şartlarında, kışlık ara ürün olarak yem bezelyesi yetiştiriciliğinde, kalite açısından farklılık göstermiş olup, ot verimi açısından GAP Pembesi ve Ulubatlı çeşitleri kullanılması önerilebilir.Öğe Salvia hasankeyfensis Dirmenci, Celep and O. Guner, bitkisinin antimikrobiyal aktivitesi, enzim aktivitesi ve plazmit DNA hasarına etkisinin incelenmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Nwaugo, Anselem Chıgozıe; Fidan, Mehmet; Ulutaş, Mehmet SefaBu çalışmada, Salvia hasankeyfensis Dirmenci, Celep and O. Guner'in topraküstü kısımlarından etanol ile hazırlanan (50 mg/ml) ekstraktın antimikrobiyal aktivitesi, enzim aktivitesi, DNA hasarı etkisi araştırıldı. Antimkrobiyal aktivite çalışmalarında 4 farklı mikroorganizma (Staphylococcus aureus, Bacillus subtilis, Escherichia coli ve Candia albicans) kullanıldı ve sonuçta sadece E. coli'ye karşı kabul edilebilir bir inhibisyon aktivitesi olduğu görüldü. Bu sonuçlar Salvia hasankeyfensis'in bazı antimikrobiyal özelliklere sahip olmasına rağmen amikasin gibi standart antibiyotiklerle karşılaştırıldığında kapsam ve etkinlik açısından sınırlı olduğunu göstermektedir. Ekstraktın pH değerlerinin (4-4,5) ve O/R potansiyelinin (88,6-104,0 mV), inhibisyondan ziyade mikrobiyal büyümeye yardımcı olduğunu ortaya koydu. Enzim aktivite sonuçlarına göre CA-I ve CA-II enzimlerinin ikisini de inhibe ettiği görüldü. DNA hasarı çalışmalarında bitkinin etenol ekstraktı plazmid DNA yapısında bozulmaya neden olduğu tespit edildi.Öğe Özel yetenekli öğrencilerin artırılmış gerçeklik uygulamasıyla problem çözme deneyimlerinden yansımalar(Siirt Üniversitesi, 2024) Onur, Muhammed Sabir; Karadeniz, İlyas; Poçan, SerdalBu çalışma, özel yetenekli öğrencilerin AG teknolojisiyle problem çözmeye yönelik görüşlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni tercih edilmiştir. Araştırmada öğrencilerle yarı yapılandırılmış görüşmelerden elde edilen nitel verilerin betimsel analizi yapılmıştır. Çalışmanın çalışma grubunu, Bingöl Bilim ve Sanat Merkezinde eğitim gören 4, 5 ve 6. sınıf özel yetenekli öğrencileri ile yürütülmüştür. Çalışma özel yetenekli öğrencilerin AG teknolojisi uygulamasıyla problemlerin çözüm sürecini incelemek amacıyla, özel yetenekli 12 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Matematik dersi öğretim programında yer alan kazanımlar dikkate alınarak hazırlanan problemler, artırılmış gerçeklik ortamına aktarılarak gerliştirilen uygulama öğrencilere uygulanmıştır. Çalışma 4 haftalık öğretim sürecinde 16 ders saatinde gerçekleştirlmiştir. Veri toplama aracı olarak, 10 maddeden oluşan açık uçlu sorular içeren yarı yapılandırılmış bir görüşme formu kullanılmıştır. Bu çalışmada elde edilen bulgular, AG etkinliklerini katılımcıların genellikle olumlu bir şekilde değerlendirdiklerini göstermektedir. AG teknolojisinin öğrencilerin öğrenme sonuçlarını desteklediği ve matematiksel kavramları somutlaştırarak görselleştirerek öğrenmeyi daha kolay hale getirdiği görülmüştür. Özellikle, öğrencilerin geometrik şekillerin boyanma süreçleri, boyutları ve yapıları hakkındaki meraklarının arttığı tespit edilmiştir. Öğrencilerin, AG teknolojisi uygulamalarının kesirler gibi kavramları somut ve anlamlı bir şekilde öğrenmesine nasıl yardımcı olduğunu belirtmesi, bu teknolojinin matematik eğitiminde önemli bir yer tutabileceğini ve öğrencilerin matematiksel düşünme becerilerini geliştirmesine katkı sağlayabileceğini göstermektedir. AG teknolojisinin, öğrencilerin matematiksel kavramları somutlaştırma, matematiksel düşünme becerisi ve matematiksel kavramları günlük yaşamla ilişkilendirme becerilerini geliştirmede önemli bir araç olduğunu destekleyen bulgular sunmaktadır. Çalışmada elde edilen bulgular neticesinde akademik alana ve matematik öğretimi alanına ilişkin birtakım önerilerde bulunulmuştur. Anahtar Kelimeler: Artırılmış gerçeklik, matematik eğitimi, matematiksel düşünme becerisi, matematiksel kavramları günlük yaşamla ilişkilendirme becerisi, özel yetenekli öğrenciÖğe Ters yüz edilmiş sınıf modelinin 6. sınıf fen bilimleri madde ve ısı ünitesinde öğrenci başarısı ve tutumlarına etkisi(Siirt Üniversitesi, 2024) Sonalcan, Emine; Erulaş, Fatih AhmetBu araştırmanın amacı, 6. sınıf fen bilimleri dersinde "Madde ve Isı" ünitesinin Ters Yüz Edilmiş Sınıf modeli ile işlenmesinin öğrencilerin Fen Bilimleri Başarıları ve Fene Yönelik Tutumları Üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu doğrultuda, deneysel araştırma yöntemlerinden yarı deneysel desen ön test-son test kontrol grup yaklaşımı kullanılmıştır. Araştırma, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Batman ilindeki bir ortaokulda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, 6. sınıfta öğrenim gören toplam 51 öğrenci oluşturmaktadır. Bu öğrencilerin 25'i deney grubunu, 26'sı ise kontrol grubunu temsil etmektedir. Altı hafta süresince, deney grubuna Ters Yüz Edilmiş Sınıf modeli uygulanırken, kontrol grubunda 2018 Fen Bilimleri Öğretim Programı doğrultusunda ders işlenmiştir. Araştırmanın verileri, "Fen Bilimleri Başarı Testi" ve "Fen Yönelik Tutum Ölçeği" kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistik, bağımsız örneklem t-testi ve bağımlı gruplar t-testi yöntemleri uygulanmıştır. Öğrencilerin uygulama öncesi fen bilimleri başarı düzeyleri ve fen bilimlerine yönelik tutum düzeyleri incelendiğinde, iki grubun fen bilimleri başarıları ve tutumlarının eşit düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Uygulama sonrasında, deney ve kontrol grubunun son test puanları incelendiğinde, her iki grubun da başarı puanlarının arttığı ancak deney grubu öğrencilerinin puanlarının kontrol grubuna göre anlamlı derecede daha fazla yükseldiği gözlemlenmiştir. Fen Yönelik Tutumlar açısından, deney grubunun ön ve son ölçek verileri incelendiğinde, alt faktörlerde (Keyif, Güven, Yararlılık, İlgi) ve ölçek genelinde anlamlı düzeyde artışlar meydana gelmiştir. Bu bulgular, Ters Yüz Edilmiş Sınıf modelinin fen bilimleri dersinde öğrencilere olumlu tutumlar kazandırmada ve fen bilimleri ders başarısını artırmada etkili olduğunu göstermektedir.Öğe Bilim ve sanat merkezinde (Bilsem) matris öğretimine yönelik bir uygulama(Siirt Üniversitesi, 2024) Bakırtaş, Zeynep; Karadeniz, İlyasBu araştırma, Bilim ve Sanat Merkezlerinde (BİLSEM) öğrenim gören yedi ortaokul öğrencisinin matrisler aracılığıyla günlük hayat problemlerini çözme becerilerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Veriler toplanırken öncelikle öğrencilere dersin anlatım içeriğini kapsayan bir ders anlatım materyali dağıtılmıştır. Daha sonra konu öğretimi ve örnek çözümleri yapılmıştır. Öğrencilere bu kapsamda hazırlanan bilgi testi ile bir değerlendirme yapılmıştır. Bilgi testi, içerisinde yer alan verilen bir durumu matrisler ile ifade etme becerileri, matrislerde işlem yapma becerileri ve matrisler konusunda Polya'nın problem çözme basamaklarını kullanabilme becerileri hazırlanan rubrikler ile durum çalışması yöntemi kullanılarak incelenmiştir. Araştırmada, öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirmek için Polya'nın problem çözme basamaklarının etkinliği incelenmiştir. Araştırma kapsamında, BİLSEM'de eğitim gören ortaokul öğrencilerine matrislerle ilgili çeşitli problemler verilmiş ve bu problemlerin çözümü sırasında izledikleri adımlar değerlendirilmiştir. Öğrencilerin problem çözme süreçleri, Polya'nın problem çözme basamakları olan "problemi anlama", "çözüm için plan yapma", "planı uygulama" ve "çözümü değerlendirme" aşamaları doğrultusunda analiz edilmiştir. Araştırmanın bulguları, öğrencilerin matris kullanarak problem çözme süreçlerinde önemli gelişmeler kaydettiğini göstermektedir. Ancak, özellikle matris çarpma ve çıkarma işlemlerinde zorluklar yaşandığı belirlenmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına dayanarak, eğitim süreçlerinde matrislerin daha etkin kullanılması, öğrencilerin problem çözme becerilerini geliştirmek için önerilmektedir. Anahtar Kelimeler: BİLSEM, matrisler, problem çözme, Polya'nın problem çözme basamaklarıÖğe Buğdayda meşe odun sirkesi kullanımının bazı böcekler üzerine etkisi(Siirt Üniversitesi, 2024) Polat, Ümit; Kaplan, MehmetBu çalışmada 2022-2023 yılında Mardin ili Midyat İlçesinde, buğday yetiştiriciliği yapılan alanda bitki koruma amaçlı pestisit olarak meşeden yapılmış odun sirkesi kullanımının bazı zararlı böcekler üzerine etkilerinin tespit edilmesi amacıyla yapılmıştır. Zararlı böceklerin tespitinde atrap, gözle kontrol, 50cmx50cm çerçeve ile örnekleme yöntemleri kullanılmıştır. Denemelerde zararlılara karşı ruhsatlı insektisit (Deltamethrin) ve meşe odun sirkesinin iki farklı (%10 ve %25) konsantrasyonları kullanılmıştır. Denemelerde kontrol ve ruhsatlı bir insektisit ile mukayese edilerek, buğdayda zararlı böcekler üzerine olan etkisi test edilmiştir. Çalışma sonucunda Buğday deneme alanlarında yapılan sürveylerde Süne (Eurygaster integriceps Put.) ve Ekin bambulu (Brancoplia leucaspis Castelnau)'nun yoğunluk ve ekonomik zarar eşiğine ulaşma açısından önemli zararlı böcekler olduğu tespit edilmiştir. Bu yüzden tarla koşullarında yapılan çalışmada meşe odun sirkesi ve insektisitin biyolojik etkinliği söz konusu bu iki türe uygulanmıştır. Uygulamanın istatistiki sonuçlarına göre; insektisit süneye karşı 1., 2. ve 3. gün sayım sonuçlarına göre ortalama yüzde etki değerleri sırasıyla %78,21, %73,98 ve %95,86 olarak ekin bambuluna karşı uygulamasında yüzde etki oranı ise sırasıyla %24,96, %17,97 ve %23,69 olarak belirlenmiştir belirlenmiştir. Tek uygulama %10 ve %25'lik meşe odun sirkesi kullanımı süne'de, yüzde etki oranları %20'nin altında kaldığı, ekin bambuluna ise %10'luk meşe odun sirkesi 1., 2. ve 3. gün sayımlarında sırasıyla %27, %14, %25 iken, %25'lik meşe odun sirkesinde bu oran sırasıyla %33, %26 ve %48 olarak belirlenmiştir. Çalışmada iki uygulamada ise %10 ve %25'lik meşe odun sirkesi kullanımı süne'de, yüzde etki oranları %15'in altında kaldığı, Ekin bambulu'nda ise %10'luk meşe odun sirkesi 1., 2. ve 3. gün sayımlarında sırasıyla %32, %24, %39 iken, %25'lik meşe odun sirkesinde bu oran sırasıyla %69, %42 ve %81 olarak tespit edilmiştir.Öğe Siirt ilinde yonca alanlarında bulunan curculionidae familyasına bağlı türler ve hypera postica gyllenhal'nın popülasyon yoğunluğu ile zararının belirlenmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Uludağ, Fatma; Kaplan, CevdetÇalışma; Siirt ilinde bulunan Siirt Üniversitesi Kezer yerleşkesi yonca tarlalarında, zararlı Curculionidae familyasına ait türler ile özellikle önemli tür olan Yonca hortumlu böceği Hypera postica (Herbest, 1975)'nın zarar durumunu ve yoğunluğunu belirlemek amacıyla 2022 - 2023 yıllarında yürütülmüştür. Türlerin tespiti ve önemli türün yoğunluğu ve zarar durumunun belirlenmesi amacıyla, Mart- Kasım ayları arasında 1-2 haftalık aralıklarla, Aralık – Şubat aylarında ise ayda bir gözlem ve incelemeler yapılmıştır. Çalışmada gözle kontrol, atrap yöntemi ve çerçeve yöntemi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda Curculionidae (Coleoptera) familyasına ait 9 tür belirlenmiştir. Bunlar; Hypera postica ( Gyllenhal, 1813) (%37,30), Sitona humeralis (Stephens, 1831) (%18,30), Sitona macularius (Marsham 1802) (%9,75), Sitona lineatus (Linnaeus, 1758) (9,58), Aspidapion radiolus (Marsham,1802) (%7,42), Eutrichapion arrogans (% 6,13), Sitona lividipes (Fahraeus, 1840) (%4,92), Sitona concavirostris (Hochhuth, 1851) (% 4,83), Hypera nigrirostris (Fabricius,1775) (1,72) türleridir. En yoğun görülen tür ise Yonca hortumlu böceği (Hypera postica) olmuştur. Çalışma sonucunda, Yonca hortumlu böceği (Hypera postica) türünün, çalışma alanındaki yonca tarlalarında ekonomik olarak önemli zararlar verdiği tespit edilmiştir. Bu zarar; bitkilerin yaprak, sürgün ve tepe tomurcuklarında meydana gelen yenikler şeklinde görülmüştür. Yoncanın ilk biçimine kadar bu zarar yoğunlaşmış ve bitkilerin %70-80'ninde zarar belirtileri tespit edilmiştir. Gübreleme ve sulama uygulamaları veya ilkbaharda yağışlı geçen yıllarda bitkilerin hızlı bir şekilde gelişmesi, zarar miktarını azalttığı tespit edilmiştir. Zararlı üzerinde yapılan incelemelerde, Mart ayından itibaren ergin bireyler görülmeye başlandığı, ana zararlının en yoğun olduğu dönemler Nisan ve Mayıs ayları olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca sonbaharda Yonca hortumlu böceği Ekim – Aralık aylarında yazlamada çıkış yapıp kışlayan erginlerin az da olsa yoğunluk oluşturdukları görülmüştür. Bu araştırma, bölgedeki Curculionidae türlerinin yoğunluğunu ve zarar durumunu anlamamıza katkı sağlamakta olup gelecekteki zararlı durumunu anlamak ve mücadele stratejileri geliştirmek için önemli bir başlangıç noktası teşkil etmektedir.Öğe Malatya Akçadağ ilçesinde kayısı bahçelerinde şeftali filiz güvesi (Anarsia lineatella (Lepidoptera: Gelechiidae) ve doğu meyve güvesi (Cydia molesta (Lepidoptera: Tortricidae)'nin yayılış alanlarının ve populasyon dalgalanmalarının belirlenmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Oturak, Asuman; Kaplan, CevdetAnarsia lineatella Zell. (Lepidoptera: Gelechiidae) ve Grapholita molesta (Busck, 1916) (Lepidoptera: Tortricidae) kayısıda önemli zararlılardandır. Bu çalışma, Malatya ilinin Akçadağ ilçesinde, 2022-2023 yıllarında A. lineatella ve G. molesta'nın yayılış alanlarını, popülasyon dalgalanmalarını ve zarar oranlarını belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmalar, Akçadağ ilçesine bağlı farklı yön ve yükseltilerde bulunanan 6-7 mahallede yürütülmüştür. Türlerin yayılışlarını, popülasyon değişimlerini ve zarar durumlarını belirlemek için göz ile kontrol ve eşeysel çekici tuzaklar kullanılarak veri toplanmıştır. Delta tipi eşeysel çekici feromon tuzaklar, her bahçeye bir tuzak olacak şekilde, ergin çıkışından önce yerden 1,5-2,0 m yüksekliğe ağacın güney-doğu yönünde bir dalına asılmış ve feromonlar 4 haftada bir değiştirilmiştir. Meyvedeki zararı belirlemek için, tuzaklarda erginler yakalandıktan sonra 3 bahçede ve her bahçede 5-10 ağaç işaretlenmiştir. Meyve ben düşme döneminden hasada kadar yere dökülen meyveler kontrol edilmiştir. Çalışma sonucunda, bahçelerde A. lineatella ve G. molesta tespit edilmiştir. Meyvedeki zarar oranının %0,16-%17 arasında değiştiği belirlenmiştir. Anarsia lineatella' nın ergin çıkışları ova kesiminde 2022-2023 yıllarında sırasıyla 11 ve 12 Mayıs tarihlerinde, rakımın yüksek olduğu Gürkaynak'taki bahçede ise 2 ve 7 Haziran tarihlerinde olmuştur. Son ergin çıkışı 16 Kasım'a kadar sürmüştür. Anarsia lineatella' nın ova bölgesinde yaklaşık 6 ay, yüksek kesimde 5 ay aktif kaldığı görülmüştür. Anarsia lineatella ova bölgesindeki bahçelerde teorik döl sayısı 2022 yılında 3,52, 2023 yılında ise 3,56'dır. Rakımın yüksek olduğu bahçelerde teorik döl sayısı yıllara göre sırasıyla 3,19-3,2 olarak hesaplanmıştır. Grapholita molesta'nın ergin uçuşu 26 Mayıs-18 Ekim tarihleri arasında görülmüştür. Bu türde belirgin bir popülasyon dalgalanması gözlemlenmemiştir. Ayrıca bahçelere asılan G. molesta feromonlu eşeysel çekici tuzaklara Tortricidae familyasından farklı türde birçok güve türünün geldiği tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: Anarsia lineatella, Grapholita molesta, kayısı, Tortricidae, ArgaÖğe Manyetik rezonans görüntüleri kullanılarak çevrimsel çekişmeli üretici ağ destekli alzheimer teşhisi(Siirt Üniversitesi, 2024) Eliküçük, Seda Coşkun; Tiryaki, Volkan MüjdatAlzheimer hastalığı, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve yaşlı bireylerde bilişsel işlevlerin kaybına yol açan bir nörodejeneratif hastalıktır. Manyetik Rezonans (MR) ve Pozitron Emisyon Tomografisi görüntüleme teknikleri, beynin farklı bölgelerindeki değişiklikleri göstererek Alzheimer hastalığının izlenmesine olanak tanır. Hastalığın erken teşhisi, tedavi sürecinin başarısı ve hastaların yaşam kalitesinin iyileştirilmesi açısından kritik öneme sahiptir. Alzheimer hastalığının erken teşhisinde MR görüntüleri yaygın olarak kullanılmaktadır; bu analizlerle hastalığın evrelerini belirlemek ve sınıflamak mümkündür. Ancak bilgisayar destekli teşhis yöntemleri ve araçları genellikle sınırlı veri setlerine dayanmakta olup, teşhis doğruluğunu artırmak için daha büyük veri setlerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu çalışmada, Alzheimer belirtisi olmayan ve çok hafif düzeyde Alzheimer belirtisi olan MR görüntüleri olmak üzere iki sınıf arasında görüntüden görüntüye denetimsiz geçiş problemi ele alınmıştır. Problem çözümü için Çevrimsel Çekişmeli Üretici Ağ (ÇÇÜA) mimarisi kullanılmıştır. Alzheimer belirtisi olmayan MR görüntüleri, çok hafif düzeyde Alzheimer belirtisi olan görüntülere dönüştürülerek ve ters dönüşüm yapılarak sentetik veri çoğaltımı yoluna gidilmiş ve her iki sınıfa ait 100'er tane MR görüntüsü elde edilmiştir. Orjinal veri seti, ÇÇÜA ile genişletilmiş veri seti ve yalnızca ÇÇÜA ile üretilmiş veri setleri üzerinde öğrenme aktarımı tabanlı ikili sınıflandırma performansları ortaya konmuştur. ÇÇÜA ile genişletilmiş veri setinde orjinal veri setine kıyasla performans artışı görülmemiştir. Bu tezde, çekişmeli üretici ağların bilgisayar destekli Alzheimer teşhis alanında kullanımının avantajları araştırılmıştır.Öğe Trehalozun buğdayda (Triticum turgidum ssp. durum L.) kuraklık stres toleransına etkisinin fizyolojik ve moleküler düzeyde incelenmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Birgül, Eylül Berfin; Bektaş, HarunDünya nüfusunun artışı ve tarımsal alanların azalması gibi faktörler, tarımsal üretimde verim ve kalite kayıplarına neden olmaktadır. Bu zorluklarla başa çıkmak için bitkileri çeşitli stres faktörlerinden korumak gerekmektedir. Kuraklık stresi, bitkilerin büyüme ve verimliliğini olumsuz etkileyebilir; bu nedenle, bitkileri bu tür stres koşullarına karşı hazırlamak önemlidir. Trehaloz, bitkilerin kuraklık stresiyle başa çıkmasına yardımcı olan bir ozmolit olarak öne çıkar. Tohum-priming uygulamaları, tohumların çimlenmeden önce belirli hazırlık süreçlerine tabi tutulmasını sağlayarak, bitkilerin çimlenme hızını ve fide gelişimini iyileştirir. Trehaloz ile yapılan tohum-priming, bitkilerin kuraklık stresine karşı dayanıklılığını artırabilir ve verimliliği iyileştirir böylece tarımsal üretimde sürdürülebilirliği destekler. Çalışmamız, rulo ve saksı yöntemleri kullanılarak iki farklı teknikle gerçekleştirilmiştir. Rulo yönteminde, 40 saat boyunca 5 ve 10 mM Trehaloz veya distile su ile tohum-priming yapılan bitkiler, belirli bir büyüklüğe ulaştığında PEG 8000 ile kuraklık stresi altında bırakılmıştır. Sonuçlar, Trehaloz uygulamalarının kuraklık stresine karşı bitki büyüme parametrelerinde istatistiki olarak anlamlı bir iyileşme sağladığını göstermiştir. Saksı yönteminde ise, 40 saat süresince 5 ve 10 mM Trehaloz veya distile su ile tohum-priming yapılan bitkiler, belirli büyüklüğe ulaştıklarında tarla kapasitesinin %50'si kadar kuraklık stresine maruz bırakılmıştır. Bu uygulama sonucunda da Trehalozun bitki büyüme parametrelerinde kuraklık stresine karşı istatistiki olarak anlamlı düzeyde iyileştirme sağladığı gözlemlenmiştir. Trehaloz tohum priming uygulaması yapılan bitkiler, kuraklık stresi altında klorofil pigmentlerinde artış göstermiştir. Ayrıca, eksojen Trehaloz hem stres uygulanmış hem de kontrol koşullarında DPPH yöntemi ile antioksidan aktivitesini artırmıştır. Trehaloz tohum priming uygulamalarının kuraklık stresi üzerindeki moleküler etkilerini anlamak için hem rulo hem de saksı çalışmalarından bitki örnekleri alınmış ve bitki bağışıklığına yönelik bazı önemli genlerin (WRKY75, ERF1, MYB3, SOD1, CAT1 ve DREB1) transkripsiyonel değişimleri incelenmiştir. qRT-PCR sonuçları, saksı yönteminde CAT1 hariç diğer genlerin petri grubunda arttığını ve rulo yönteminde ise 5 mM Trehaloz-normal su ile 10 mM Trehaloz-%10 PEG gruplarında gen ifadelerinde belirgin bir artış gözlemlendiğini göstermiştir. Çalışmamızın bulguları, Trehaloz tohum priming uygulamalarının mevcut literatüre önemli katkılarda bulunacağını ve bitkilerde stres toleransı alanında olumlu sonuçlar doğurabileceğini ortaya koymaktadır. Trehalozun bitkilerde stres toleransını artırma ve verimliliği yükseltme potansiyeli, bu alandaki araştırmalar için yeni bir bakış açısı sunmaktadır.Öğe Çoklu temsil temelli ondalık gösterim öğretiminin 6. sınıf öğrencilerinin matematik başarılarına ve kalıcılığa etkisi(Siirt Üniversitesi, 2024) Geldi, Seher; Pesen, CahitBu araştırma, çoklu temsil temelli öğretim uygulamaları ile ondalık gösterim öğretiminin 6. sınıf öğrencilerinin matematik başarılarına ve kalıcılığa etkisini, uygulanan öğretim sürecine ilişkin öğrenci görüşlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma karma yöntem yaklaşımıyla gerçekleştirilmiş olup, nicel araştırma desenlerinden ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Öğrenci görüşlerini incelemek amacıyla içerik analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 25 deney grubu ve 25 kontrol grubu olmak üzere toplam 50 öğrenciden oluşan iki sınıf oluşturmuştur. Deney grubu öğrencilerine çoklu temsil temelli öğretim, kontrol grubu öğrencilerine MEB ders kitabı tabanlı öğretim uygulanmıştır. Çoklu temsil temelli öğretim süreci, matematik dersi öğretim programında yer alan kazanımlar dikkate alınarak hazırlanan etkinliklerle uygulanmıştır. Araştırma, beş haftalık bir öğretim sürecinde toplam 25 ders saati boyunca gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak 18 maddeden oluşan matematik başarı testi ve 13 maddeden oluşan açık uçlu soru formu kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından geliştirilen başarı testi her iki gruba ön test, son test ve kalıcılık testi olarak uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, deney ve kontrol gruplarının son test puanlarının analizi sonucunda deney grubu lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık çıktığı görülmüştür. Deney ve kontrol gruplarının kalıcılık testi sonuçlarına göre deney grubu öğrencilerinin öğrendikleri konuyu daha uzun süre hatırladıkları sonucuna ulaşılmıştır. Öğrenci görüşleri incelendiğinde çoklu temsil temelli öğretim uygulamalarının öğrenmede kolaylık sağladığı, dersi eğlenceli hale getirdiği, öğrenmede motive ettiğine dair öğrencilerin olumlu görüşlere sahip oldukları belirlenmiştir. Bu sonuçlar ışığında çoklu temsil temelli öğretim uygulamalarının ondalık gösterim konusunun öğretiminde önemli rol oynadığı ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Çoklu temsil, çoklu temsil temelli öğretim, ondalık gösterim, matematik başarısı, kalıcılıkÖğe Siirt ili Atabağı beldesinde antepfıstığı bahçelerinde dalgüvesi, kermania pistaciella amsel (Lepidoptera: Tineidae)'nin popülasyon değişimi ve zarar oranının belirlenmesi(Siirt Üniversitesi, 2024) Okalin, Fırat; Kaplan, MehmetBu çalışma, Siirt İli Baykan ilçesi Antepfıstığı üretiminin yoğun olarak yapıldığı Atabağı Beldesinde Antepfıstığı dal güvesi (Kermania pistaciella Amsel. Lepidoptera: Tineidae)'nin ergin popülasyon değişimi ve bulaşma oranın belirlenmesi amacıyla 2023-2024 yılları arasında her biri 15 ve 30 dekar olan iki Antepfıstığı bahçesinde eşeysel çekici tuzaklar kullanılarak yürütülmüştür. Ayrıca örnekleme yapılan bahçelerdeki Antepfıstığı ağaçlarının K. pistaciella ile bulaşıklık oranını belirlemek için 100 sürgün ve meyve salkımı kontrol edilmiştir. Çalışma sonucunda eşeysel çekici tuzaklarda K. pistaciella'nın ilk erginleri 2023 yılında 20 Nisan (42-14 adet/tuzak) en fazla ergin 29 Nisan tarihinde (903-98 adet/tuzak) ve doğada son olarak 22 Mayıs tarihinde görülmüştür. Çalışmanın 2024 yılında K. pistaciella'nın İlk erginler 13 Nisan'da (29-8 adet/tuzak) en fazla ergin 21 Nisan tarihinde ( 1120-275 adet/tuzak) ve doğada son olarak 18 Mayıs tarihinde erginler tuzaklarda görülmüştür. Her iki yılda sırasıyla K. pistaciella erginlerinin doğada aktif uçuş süresi 33 ve 36 gün olarak belirlenmiştir. Çalışmanın yapıldığı yıllarda antepfıstığı bahçelerinde ortalama K. pistaciella bulaşıklık oranı sırasıyla sürgünlerde %34,5 ve %28 iken meyve salkımlarındaki bulaşıklık oranı ortalama %8,8 ve %9,1 olarak tespit edilmiştir.Öğe İçten yanmalı motorlu yer hizmetleri araçlarının elektrikli araçlarla değişiminin çevresel ve ekonomik etkisi (Esenboğa Havalimanı örneği)(Siirt Üniversitesi, 2024) Seven, Sami; Aktaş, İlter Şahinİnsan popülasyonun yoğun olduğu havalimanlarındaki uçuş sayıları havacılık sektörünün gelişmesiyle beraber önemli ölçüde artmıştır. Uçuş sayısıyla paralel olarak her bir uçuş için verilen yer hizmetleri desteğinin sayısı da artmaktadır. Bu destek fosil yakıtla çalışan içten yanmalı motorlu araçlarla verilmektedir. Bu sebeple havalimanlarındaki karbon emisyon değerlerini oluşturan bir parçada yer hizmetleri araçlarıdır. Bu tezde, Esenboğa Havalimanı'nda yer hizmetleri desteğinde kullanılan TGS ve HAVAŞ filosuna ait fosil yakıtla çalışan içten yanmalı motora sahip yer hizmetleri araçları incelenmiştir. Bu araçların destek verdiği her bir uçuş ve yıllık destek verilen toplam uçuşta havaya salınan karbondioksit gazı, metan ve nitröz oksit gazlarının karbondioksit eş değer miktarları Tier-1 ve Tier-2 metodlarıyla hesaplanmıştır. Gaz emisyonlarıyla beraber kullanılan dizel yakıtın yerine elektrik enerjisini kullanılmasındaki maliyet hesabı da yapılmıştır. Bu tez çalışmasında Esenboğa Havalimanı'nda hizmet veren içten yanmalı motorlu yer hizmetleri araçlarının havaya 1 yılda toplam 14056,5 ton CO2, 10751,4 ton CO, 277,8 ton N2Ove 2,73 ton CH4 sera gazları saldığı hesaplanmıştır. Yakıt bakımından dizel yakıt yerine elektrik kullanırsa yılda 24130460 TL tasarruf edileceği hesaplanmıştır.Öğe Karacadağ (Diyarbakır) ve çevresinde coccinellidae (Coleoptera) familyası üzerine araştırmalar(Siirt Üniversitesi, 2024) Kaçar, Zeynep; Dilmen, HalilBu çalışma, Karacadağ (Diyarbakır-Şanlıurfa) bölgesinde bulunan Coccinellidae familyasına ait türlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma, 2023 yılı Nisan-Ekim ve 2024 yılı Nisan-Haziran ayları arasında gerçekleştirilmiştir. Araştırma, tarım alanları, ormanlık alanlar, çayır ve meralar gibi farklı habitatlarda ve tarım dışı alanlarda (yabancı otlar, taşlık alanlar) rastgele seçilen noktalarda düzenli aralıklarla yapılan örnekleme çalışmalarına dayanmaktadır. Coccinellid türlerinin örnekleme işlemi atrap, elle toplama ve Japon şemsiyesi yöntemleri kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Toplanan örnekler, uygun koşullarda muhafaza edilerek Siirt Üniversitesi Bitki Koruma Anabilim Dalı Entomoloji Laboratuvarı'na taşınmış ve burada morfolojik özellikleri incelenmiş ve tür teşhisi için stereo mikroskop altında fotoğrafları çekilmiştir. Çalışma sonucunda 281 örnek toplanmış ve bu örnekler 10 cinse ait 12 farklı türe ayrılmıştır. Bu türler şunlardır: Coccinella septempunctata (Linnaeus), Oenopia conglobata (Linnaeus), Hippodamia variegata (Goeze), Adalia decempunctata (Linnaeus), Adalia bipunctata (Linnaeus), Propylea quatuordecimpunctata (Linnaeus), Pharoscymnus pharoides (Marseul), Stethorus punctillum (Weise), Nephus nigricans (Weise), Hyperaspis quadrimaculata (Redtenbacher), Hyperaspis spp., ve Exochomus nigromaculatus (Goeze). En yaygın bulunan türler ise C. septempunctata (113 birey), H. variegata (80 birey) ve A. decempunctata (31 birey) olarak belirlenmiştir. Çalışmada elde edilen her tür için koordinat bilgileri sunulmuş ve bu türlerin dünya genelinde ve Türkiye'deki dağılımı hakkında bilgiler verilmiştir. Bu araştırma, bölgedeki Coccinellidae türlerinin zenginliğini ve dağılımını anlamamıza katkı sağlamakta olup, gelecekteki ekolojik ve bitki koruma çalışmaları için önemli bir başlangıç noktası teşkil etmektedir.Öğe İncir yaprağı ekstrağından yeşil sentez yöntemi ile zno ve Fe, MN katkılı ZnO nanoparçacıklarının fotovoltaik ve fotokatalitik uygulamaları ve karekterizasyonu(Siirt Üniversitesi, 2024) Sağlam, Özlem; Horoz, SabitBu tez çalışması, incir yaprağı ekstraktı kullanılarak gerçekleştirilen yeşil sentez yöntemiyle, metal (Mn ve Fe) katkılı ZnO nanoparçacıkların sentezlenmesini ve bu nanoparçacıkların çeşitli uygulamalarda kullanılabilirliğini araştırmaktadır. Çalışmanın ana odağı, bu nanoparçacıkların fotokatalitik ve fotovoltaik özelliklerinin incelenmesidir. İlk olarak, ZnO nanoparçacıklar, çevre dostu bir yaklaşım olan yeşil sentez yöntemiyle, incir yaprağı ekstraktının yardımıyla Mn ve Fe ile katkılandırılarak sentezlenmiştir. Bu yöntem, kimyasal kullanımını minimuma indirgeyerek çevresel etkiyi azaltmayı hedefler. Elde edilen nanoparçacıkların yapısal ve kimyasal özellikleri, Fourier Dönüşümlü Kızılötesi Spektroskopisi (FTIR), Enerji Dağılımlı X-ışını Spektroskopisi (EDX), Taramalı Elektron Mikroskobu (SEM), X-ışını Difraksiyonu (XRD) ve İletim Elektron Mikroskobu (TEM) gibi çeşitli analiz teknikleri kullanılarak detaylı bir şekilde karakterize edilmiştir. Bu analizler nanoparçacıkların başarılı bir şekilde sentezlendiğini ve beklenen kimyasal bileşime sahip olduğunu göstermiştir. Tezde incelenen iki ana uygulama alanından ilki, metilen mavisinin fotokatalitik bozundurulmasıdır. Fotokatalitik testler, metal katkılı ZnO nanoparçacıklarının, metilen mavisini etkili bir şekilde bozundurabildiğini ve bu süreçte yüksek aktivite gösterdiğini ortaya koymuştur. Bu sonuçlar, nanoparçacıkların su arıtma teknolojilerinde potansiyel bir fotokatalizör olarak kullanılabileceğini göstermektedir. İkinci uygulama alanı ise nanoparçacıkların fotovoltaik özelliklerinin incelenmesidir. Metal katkılı ZnO nanoparçacıklarının fotovoltaik cihazlarda kullanım potansiyeli, yapılan testlerle değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlar, bu nanoparçacıkların güneş ışığından elektrik enerjisi üretiminde verimliliği artırabileceğini ve bu sayede daha etkin solar hücrelerin geliştirilmesine katkı sağlayabileceğini göstermiştir. Sonuç olarak, bu tez çalışması, yeşil sentez yöntemiyle üretilen metal katkılı ZnO nanoparçacıklarının çevresel ve enerji uygulamalarındaki potansiyelini vurgulamakta ve bu nanoparçacıkların gelecekteki teknolojilere önemli katkılarda bulunabileceğini ortaya koymaktadır.Öğe Enerji tüketimini azaltma yaklaşımı ile sıfır enerjili binaların mimarisinde akıllı ev teknolojisinin rolü(Siirt Üniversitesi, 2024) Jabraeılzadeh, Muhammad; Yetgin, Zeynelİçinde bulunduğumuz çağın en önemli sorunlarından biri de pek çok çevre sorununun varlığı ve bunun sonucunda insan yaşamının devamını tehdit eden tehlikelerdir. İnsanoğlu geçmişten günümüze kadar tüketimci bir doğa anlayışına sahip olmuş ve bu sorun üçüncü bin yılda katlanarak büyümüştür. Öte yandan nüfus artışı ve günümüzde büyük oranda fosil yakıtlardan sağlanan enerjiye duyulan ihtiyaç, çevreye ve hava kalitesine onarılamaz zararlar vermektedir. Yani hava ve oksijen olmadan birkaç dakikadan fazla yaşayamaz. Sonuç olarak havadaki oksijenin, karbondioksitin ise miktarı ve kalitesi oldukça önemli ve anlamlıdır. Yukarıdakilere göre, insanlar için üç taraftan oluşan bir yaşam üçgeni hayal edilebilir: insan, enerji ve doğa. İnsan ve doğa arasındaki ilişki, insanın hayatını devam ettirebilmesi için iki yönlü bir ilişki olmalıdır ancak günümüz çağında insan bu konuya dikkat etmeden sadece doğayı kullanmaktadır. Sonuç olarak temiz ve yenilenebilir enerjilerden faydalanmanın yanı sıra doğanın doğru kullanılması için enerji üretiminin yöntem ve aşamalarında ve doğa ile ilgili konularda reformların yapılması gerekmektedir. Öte yandan mimarlık ve inşaat yaşam üçgeninde önemli bir rol oynamakta ve çevre kirliliğine ve enerji tüketimine önemli katkı sağlamaktadır. Bu tezde öncelikle insan hayatını ve doğayı tehdit eden tehlikeler dile getirilmeye çalışılacak, daha sonra bu sorunun çözümü için bir yöntem olan binaların akıllılığı detaylı bir şekilde anlatılmaya çalışılacaktır. Akıllı binaların anlamı sadece güncel teknoloji ve olanakların kullanılması değil, aynı zamanda binaların yapımında kullanılan yöntem ve uygulamaların da akıllı olması gerektiğidir. Akıllı tasarım, teknoloji kullanımının yanı sıra, en az tesisle en iyi tasarımı ve sonuçları ortaya çıkarmak için iklim ve çevre koşullarına dikkat edilmesi gibi konuları da içerebilmektedir. Anahtar Kelimeler: Akıllı bina, çevre, nötr karbon, sıfır enerji, sürdürülebilir bina, teknoloji, yeşil mimari