Yazar "Bulak, Şahap" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ARUZ VEZNİNİN TÜRK ŞİİRİNE TATBİKİNDE BAŞVURULAN İMLÂ/TELAFFUZ TASARRUFLARI VE MAHİYETLERİ(2018) Düzenli, Mesut Bayram; Bulak, ŞahapTanzimat döneminden beri edebiyatçılar, eleştirmenler ve akademik çevrelerce hemen hemenbütün yönleriyle uzun uzadıya tartışılmasına rağmen, bugün aruz vezni ile ilgili çözülmesi gerekenbirçok sorun bulunmaktadır. Bu sorunların başında “aruz imlâsı”, “imlâsızlık”, “aruz tasarrufları”ve “aruz kusurları” gibi adlarla anılan ve aruz vezninin Türk şiirine tatbikinde yaşanan güçlükleriaşmak için başvurulan imlâ/telaffuz tasarrufları gelir. Adlandırılmasında dahi bir kabul birliğisağlanamayan söz konusu sorun, bugüne kadar çokça tartışılmış; fakat bir çözümekavuşturulamamıştır. Aruz tasarruflarının enine boyuna tartışılarak konunun açıklığakavuşturulabilmesi için öncelikle bu veznin, Türk şiirine tatbikinde yaşanan güçlükleri aşmakamacıyla başvurulan bütün imlâ/telaffuz tasarruflarının tanınması ve tanıtılması gerekir.Bu çalışmada, aruz vezninin Türk şiirine tatbikinde yaşanan güçlükleri aşmak amacıylabaşvurulan imlâ/telaffuz tasarrufları olan “imâle, zihâf, tavsîl, tahrîk, teskîn, teşdîd, tahfîf, tezyîd,tenkîs, tebdîl, tefrîk”, öncelikle kelime ve terim anlamları verilerek Klasik şiirin farklı dönemlerindefarklı şairlerinin şiirlerinden seçilen örneklerle bütün yönleriyle tanıtılmıştır. Veznin mısra’asorunsuz bir şekilde tatbik edilebilmesi için ihtiyaç duyulan açık veya kapalı heceyi elde etmek ya damısradaki hece fazlalığını veya hece eksikliğini gidermek maksadıyla başvurulduğu tespit edilen sözkonusu tasarruflar hakkında Türkçe dilbilgisi kuralları çerçevesinde bazı değerlendirmelerdebulunulmuştur. Bu bağlamda, aruzun Türkçeye tatbikinde başvurulan telaffuz ve imlâ tasarrufları,topyekûn kusur olarak değil, imlâ/telaffuz çeşitliliği ve imlâ/telaffuz sapması olarak iki farklı gruptadeğerlendirilmiştir. Türkçenin yapısına zarar vermeyen imlâ/telaffuz tasarrufları caiz olarakdeğerlendirilerek imlâ/telaffuz çeşitliliği; Türkçenin yapısına zarar veren imlâ/telaffuz tasarrufları isefahiş olarak değerlendirilerek imlâ/telaffuz sapması olarak kabul edilmiştir.Öğe Başlangıçtan Bugüne Azerbaycan Türkçesi(2017) Bulak, ŞahapBatı Türkçesinin Türkiye Türkçesine en yakın lehçesi olan Azerbaycan Türkçesi ile ilgili Türkiye’de sınırlı sayıda bilimsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda genellikle bu lehçenin yapı ve grameri konu alınmış; oluşumu, bu oluşumu hazırlayan ortam ve sebepler ile tarihî gelişimi üzerinde pek durulmamıştır. Bu sebeple Azerbaycan Türkçesinin oluşumu ve gelişimi ile ilgili bilgiler, Azerbaycan Türkçesi gramerleri ve tarih kitapları ile ansiklopedi maddelerinde verilen bilgilerle sınırlı kalmıştır. Bu bilgiler, Azerbaycan Türkçesinin oluşumu, tarihî gelişimi ve bugünkü durumunun anlaşılması için yeterli değildir. Bunun için yeni araştırmalara ve daha çok bilgiye ihtiyaç vardır. Bu çalışmada Batı Türkçesinin çağdaş lehçelerinden biri olan Azerbaycan Türkçesinin başlangıçtan günümüze kadarki oluşum ve gelişim süreci tarihî bilgiler ışığında incelenmiştir. Öncelikle Hunlardan başlayarak Azerbaycan bölgesine yerleşen toplulukların yaşadığı tarihî süreç ve bu süreçte yaşananlar ışığında Türkçenin tek bir yazı dilinden farklı yazı dillerine ayrılma süreci anlatılmıştır. Batı Türkçesi yazı dilinin doğuşu, bu Türkçenin lehçelere ayrılma süreci, Azerbaycan Türkçesi yazı dilinin oluşma ve gelişme süreci mercek altına alınmıştır. Bu bağlamda Azerbaycan Türkçesi edebiyatı ve folkloru hakkında da çeşitli bilgiler verilerek Azerbaycan Türkçesinin yazılı ve sözlü gelişim süreci, edebiyatı ve folkloru, bugünkü durumu, konuşma ve yazı dili olarak kullanıldığı yerler hakkında bilgi verilmiştir. Ayrıca Anadolu’da Azerbaycan Türkçesi etkisi ve özelliklerinin görüldüğü yerler bu iki lehçenin temas ve birleşme noktaları ile hakkında bilgiler verilmiştir. Bütün bunların ışığında Azerbaycan Türkçesinin oluşumunda etkili olan faktörler tespit edilmeye çalışılmıştır. Böylece Azerbaycan Türkçesinin oluşum ve gelişim sürecinin aydınlatılması ve anlaşılmasına katkı sağlanması amaçlanmıştır.Öğe BİR MİKRO ÜSLUP İNCELEME DENEMESİ: AHMED ARİF’İN MERHABA, İÇERDE, AY KARANLIK ŞİİRLERİNDE ÜSLUP(2016) Bulak, ŞahapAhmed Arif, Cumhuriyet devri Türk şiirinin kendine özgü çizgisi olan,Ahmet Haşim gibi az sayıda şiirle Türk şiirinde önemli bir yer edinmiş nadirşairlerindendir. Şiire başladığı yıllarda Garip akımı çok revaçta olmasınarağmen bu akıma sempati duymamış hatta bu akımı; şiiri gıdıklama, alay veucuz espriye indirgeyerek sıradanlaştırdığı için eleştirmiştir. Özgün duygu,düşünce ve imgelerle, her dönemde geçerli olan konuları; düzenli olmasa dakafiye, ritim, ses ve kelime tekrarı gibi müzikalite oluşturan ögelerdenfaydalanarak samimî ve kısa bir anlatımla şiirde kendine özgü bir çizgioluşturmayı başarmıştır. İçinden geldiği halkın düşünce, duygu, öfke veacılarını, sevgi ve umutla yoğurarak halkın söyleminden beslenen içtenanlatımıyla şiirlerinde işlemiştir. Bu durum, onu çok sevilen ve okunanşairlerden biri yapmıştır. Ancak Ahmed Arif ve şiiri üzerine bugüne kadaryeterince bilimsel araştırma yapılmamıştır.Bu çalışmada, Ahmed Arif’in “Merhaba”, “İçerde” ve “Ay Karanlık” adlışiirleri, kapsam olarak mikro üslup inceleme yöntemi; muhteva olarak tasvirîüslup inceleme yöntemi ile incelenmiştir. Söz konusu şiirler dil, muhteva vesanat bakımından olmak üzere üç farklı açıdan ele alınmıştır. Önce dil olarak;ses, kelime, kelime grubu ve cümle boyutuyla daha sonra muhteva ve sanatboyutlarıyla incelenmiş, böylece Ahmed Arif’in üslûbu hakkında ipuçlarıelde edilmeye çalışılmıştır.Öğe CÜMLE ÖGELERİNİN TASNİFİ(2015) Bulak, ŞahapCümle ögelerinin doğru tasnifi, Türkçe söz dizimindeki sorunların çözümünde büyük önem arz etmektedir. Bugüne kadar yayımlanan söz dizimini konu alan makalelerde ve söz dizimi kitaplarında özne ile yüklem asıl/temel/zorunlu öge; bunların dışındaki ögeler ise yardımcı öge olarak değerlendirilmiştir. Fakat bu tasnif, cümle ögelerinin niteliklerini tam olarak yansıtmadığı için söz dizimindeki sorunların çözümüne yardımcı olmadığı gibi bu sorunların çözümünü de geciktirmiştir. Bu durum cümle ögelerinin yeni bir tasnifine ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Bu çalışma söz konusu ihtiyacı gidermek ve söz dizimindeki diğer sorunların çözümüne katkıda bulunmak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada öncelikle bugüne kadar yayımlanmış söz dizimini konu alan makaleler ve söz dizimi kitaplarında esas alınan cümle ögelerinin tasnifleri özetlenmiştir. Bunlar üzerine yapılan kısa bir değerlendirmeden sonra cümlenin ögeleri ihtiyaca cevap verecek şekilde tasnif edilmiştir. Cümle ögeleri, cümledeki işlevleri ve nitelikleri dikkate alınarak temel öge, zorunlu ögeler ve seçimlik ögeler olmak üzere üçe ayrılarak sınıflandırılmıştır. Daha sonra temel öge, zorunlu ögeler ve seçimlik ögeler ayrı başlıklar altında incelenerek özellikleri ve tanımları verilmiştir. Temel ögenin cümlenin kurucu ögesi olan yüklemden oluştuğu, zorunlu ve seçimlik ögelerin ise cümlede kullanılan yükleme göre değişkenlik gösterdiği kanısına varılmıştır. Söz konusu ögelerin belirleyicileri üzerinde durularak cümlede yer almalarının neye bağlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca çalışmada dile getirilen fikirlerin uygulamasını gösteren örnek cümle çözümlemeleri yapılmıştır.Öğe İLGİ EKİ HÂL EKİ MİDİR?(2017) Bulak, Şahapİlgi ekinin hâl eki olup olmadığı konusunda dilciler arasında bir fikir birliği yoktur. Banguoğlu, Ergin, Korkmaz, Lübimov, Karaağaç, Hengirmen, Topaloğlu gibi dilciler ilgi ekini tereddütsüz hâl eklerinden sayarken Ediskun, Bilgegil, Gencan, Gülsevin, Buran, Delice, Demiray gibi dilciler ise bu eki, hâl eki olarak kabul etmezler. İlgi eki için yapılan tanımlar arasında fark olması, teriminin doğrudan \"hâl eki\" olarak kabul edilmesi ile işlevleri ve kategorik durumunun farklı tayin edilmesi bu sorunun kaynağını oluşturur. Bu konudaki fikir ayrılığının temeline inildiğinde sorunun tek yönlü bir sorun olmadığı; terim, tanım, işlevler ve kategorik durumdan oluşan bir sorunlar yumağından oluştuğu görülür. Günümüzde bir gramer sorununa dönüşen ilgi ekinin hâl eki olup olmadığı konusu, bu çalışmayla tartışmaya açılmıştır. Söz konusu sorunun tartışılıp açıklığa kavuşturulması ve mahiyetinin ortaya konulması amacıyla öncelikle dilcilerin bugüne kadar ilgi eki terimi, tanımı, işlevleri, özellikleri ve kategorik durumu hakkında ortaya koyduğu yaklaşımlar değerlendirilmiştir. Daha sonra bu yaklaşımların yeterli ve yetersiz yanları irdelenerek değerlendirmeler yapılmış ve isim çekim eklerinden ilgi ekinin hâl ekleri içerisinde değil, iyelik ekleriyle beraber \"ismi isme bağlayan ekler\" olarak özel bir kategori oluşturması gerektiği kanısına varılmıştır. Böylece bir yandan bu konudaki sorunun çözümüne katkı sağlanması, diğer yandan Türkçenin öğrenilmesi ve öğretilmesine dolaylı da olsa olumlu katkıda bulunulması amaçlanmıştır.Öğe Küresel ekonomi piyasalarında sıkça kullanılan bazı terimlere Türkçe karşılıklar II(2021) Eriş, Emrah; Bulak, ŞahapGünümüzde en hızlı küreselleşen alanlardan biri olan ekonomi sayesinde hayatımıza her gün yeni kelime, terimlerin karşıladığı birtakım kavramlar girmektedir. Bu kavramları karşılayan kelime ve terimler başta çeviri yoluyla dilimize girmekte, daha sonra yaygınlaşıp kendilerine algı oluşturarak dile yerleşmektedirler. Söz konusu alıntı kelime ve terimlerin toplumun geneli tarafından anlaşılması, öğrenilmesi öğretilmesi için bunların ifade ettiği anlamı karşılayan Türkçe kelime ve terimlerle ifade edilmesi gerekir. Bu da dilimize yeni girmiş ve henüz yaygınlaşmamış kelime ve terimlere uygun Türkçe karşılıklar bulup bunların kullanımlarını yaygınlaştırmakla mümkündür. Bunun için diğer alanlarda olduğu gibi en hızlı küreselleşen alanlardan biri olan ekonomi alanında da küresel piyasalarda sıklıkla kullanılan ve dilimizde yeni yeni kullanılmaya başlanan kelime ve terimlere uygun Türkçe karşılıklar bulunmalıdır. Bu çalışmada küresel piyasalarda sıkça kullanılan ve Türkçede henüz yeni görülmeye başlanan bazı terimlere Türkçe karşılıklar önerilmiştir. Bu karşılıklar önerilirken öncelikle alıntı terimlerin kökenleri, varsa ait oldukları dillerde tarihi gelişim ve değişim sürecinde geçirdikleri fonetik ve morfolojik değişikler açıklanmış ve taşıdığı anlamlar verilmiştir. Daha sonra söz konusu terimlerin oluşumunda etkili olan etkenler üzerinde durulmuş ve çalışmaya konu olan terimlerin çoğunun oluşumunda metaforlardan yararlanıldığı tespit edilmiştir. Bu metaforların söz konusu terimlerin ait olduğu Batı kültüründe ve Türk kültüründe ifade ettiği anlamlar verilerek benzer ve farklı yönleri irdelenmiştir. Benzer anlam taşıyan metaforlar terimlere karşılık önerilirken genellikle göz önünde bulundurulmuş, farklı anlam taşıyan metaforlar yardımıyla oluşturulan terimlere karşılık verilirken daha çok kaynak terimin ifade etiği anlam esas alınmıştır. Böylece bir yandan küresel ekonomi piyasalarında sıkça kullanılan ve dilimizde henüz yeni yeni kullanılmaya başlanan bazı terimlere Türkçe karşılıklar önerilirken diğer yandan ülkemizde hemen her alanda görülen ve gittikçe bir istilaya dönüşen terimlerde yabancılaşmaya dikkat çekilmeye çalışılmıştır.Öğe ,-sA' EKİNİN İŞLEVLERİ(2011) Bulak, ŞahapBu çalışmamızda, dil bilgisi kitaplarında tasarlama kipleri içinde yer alan, genellikle dilek-şart kipi eki olarak anılan -sA eki ile ilgili, bugüne kadar dilbilimcilerimizin bu ek üzerine yaptıkları çalışmalardan yola çıkarak metinlerden alınan örnekler ışığında, -sA ekinin işlevleri örnekler üzerinde gösterilerek tasnif edilmeye çalışılmış, şart anlamı taşıyan - sA, dilek-istek anlamı taşıyan -sA, zaman anlamı taşıyan -sA ve kalıplaşıp cümle bağlayıcısı olan -sA diye dört ana gruba ayrılarak bunların taşıdıkları çeşitli anlamlar tasnif edilmiş ve alt gruplar halinde örneklendirilmeye çalışılmıştır.Öğe Tarihî ve çağdaş Türk yazı dillerinde şart kipi(2011) Bulak, ŞahapBu çalışmamızda, dil bilgisi kitaplarında tasarlama kipleri içinde yer alan, genellikle dilek-şart kipi olarak anılan şart kipi ile ilgili, bugüne kadar dilbilimcilerimizin bu kip üzerine yaptıkları çalışmalardan yola çıkarak metinlerden alınan örnekler ışığında, şart kipi eki -sA’nın yapısının nasıl oluştuğu ve kökeninin ne olduğu üzerinde durulmuştur. Ayrıca tarihî süreç içinde Eski Türkçe, Orta Türkçe, Karahanlı Türkçesi, Harezm Türkçesi, Kıpçak Türkçesi, Eski Oğuz Türkçesi, Çağatay Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesi, Osmanlı Türkçesi gibi yazı dilleri döneminde şart kipi eki -sA’nın geçirdiği şekil değişikliği, çekiminde kullanılan kişi eklerinin türleri ve geçirdikleri şekil değişiklikleri yazılı kaynaklardaki örneklere dayanarak incelenmiştir. Kipin çağdaş Türk lehçelerindeki çekimi üzerinde durularak bu lehçelerdeki şart kipi eki, çekiminde kullanılan kişi ekleri ve pekiştiriciler incelenmiştir. Ayrıca çağdaş lehçelerdeki eklerin geçirdiği şekil değişiklikleri ve aralarındaki farklar üzerinde durulmuştur.Öğe TÜRKÇEDE +sA- İSİMDEN FİİL YAPMA EKİ(2012) Bulak, ŞahapBu çalışmada, \"arzu etmek, istemek\" anlamındaki +sA- isimden fiil yapma ekini tanıtmak ve bu ekin özelliklerinin belirlemesine katkıda bulunmak amaçlanmıştır. Bu amaçla öncelikle Altayist ve Türkologların +sA- isimden fiil yapma eki hakkındaki görüşleri verilerek konunun tartışılması sağlanmıştır. Tarihî kaynaklardaki bilgilerden ve tarihî metinlerdeki örneklerden hareketle +sA- isimden fiil yapma ekinin yapısı ve kökeni incelenmiş ve bu ekin \"bir şeyi kendi istekleri, kendi dilekleri arasında saymak\" anlamındaki sa- fiilinin ekleşmesinden oluşan bir isimden fiil yapma eki olduğu sonucuna varılmıştır. Bu ekin Köktürk Türkçesi, Eski Uygur Türkçesi, Karahanlı Türkçesi, Harezm Türkçesi, Kıpçak Türkçesi, Eski Anadolu Türkçesi ve Çağatay Türkçesindeki kullanımları örneklendirilerek tarihî gelişimi incelenmiş, +sA- isimden fiil yapma ekinin Türkçenin tarihî dönemlerinde kullanılan canlı bir ek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca +sA- ekinin Çağdaş Türk Dillerindeki kullanımı incelenmiş ve örneklendirilmiştir. +sA- isimden fiil yapma ekinin tespit edilen on iki genişletilmiş şeklinin şekil, anlam ve işlevleri incelenerek örneklendirilmiştir. -sA- şart kipi ekinin yapısı, kökeni ve tarihî gelişimi ile ilgili bilgi verildikten sonra +sA- isimden fiil yapma eki ile ilişkisi incelenmiş, bu iki ekin yapı ve köken olarak farklı ekler olduğu, tarihî süreç içinde birbirine karıştırıldığı tespit edilmiştir. +sI- isimden fiil yapma ekinin yapısı, kökeni ve tarihî gelişimi ile ilgili bilgi verildikten sonra +sAisimden fiil yapma eki ile ilişkisi incelenmiş, bu iki ekin köken, işlev ve anlam bakımından farklı ekler olduğu tespit edilmiştir.Öğe TÜRKÇEDE GEREKLİLİK İFADESİNİN KİP HÜVİYETİ KAZANMADAN ÖNCEKİ GELİŞİM SÜRECİ(2017) Bulak, ŞahapFiil kök ve gövdelerinde soyut olarak ifade edilen kılış, oluş veya durum, şekil vezaman unsuru ile kişi unsuru alarak somut hale gelir. Somut hale gelen fiil aynı zamandaçekimli fiil olur. Çekimli fiillerde şekil ve zaman unsuru, kelime, ek veya ek alan kelimeden; kişi unsuru ise, kişi zamirleri veya kişi eklerinden oluşur. Türkiye Türkçesinde şekilve zaman ifade eden duyulan geçmiş zaman, görülen geçmiş zaman, şimdiki zaman, genişzaman ve gelecek zaman olmak üzere beş bildirme kipi; sadece şekil ifade eden emir kipi,istek kipi, şart kipi ve gereklilik kipi olmak üzere dört tasarlama kipi mevcuttur. Tarihîgelişim süreçlerine bakıldığında bu kiplerden uzun süre kişi unsuruna bağlanmadan kullanıldığı için en geç kip hüviyeti kazanan kip gereklilik kipidir.Bu çalışmada Türkçenin yazılı kaynaklarla takip edilebildiği ilk döneminden kip hüviyeti kazandığı döneme kadar gereklilik ifadesinde kullanılan yapılar incelenmiştir. Öncelikle Türkçenin tarihî yazı dilleri olan Eski Uygur Türkçesi, Karahanlı Türkçesi, HarezmTürkçesi, Kıpçak Türkçesi, Çağatay Türkçesi ve Eski Anadolu Türkçesinde gereklilik ifadesinde kullanılan yapılar tespit edilmiştir. Daha sonra bu yapılar söz konusu tarihî yazıdillerine ait metinlerden alınan örneklerle açıklanmıştır. Ayrıca her yazı dilinde gereklilikifadesinde kullanılan yapılar, diğer tarihî yazı dillerinde kullanılan şekilleri ile benzerve farklı yönleri bakımından karşılaştırılmış, varsa çağdaş yazı dillerindeki kalıntılarıhakkında bilgi verilmiştir. Böylece gereklilik kipinin tarihî yazı dillerindeki ifade seyri verilerek bu kipin kip hüviyeti kazanmadan önceki gelişim süreci mercek altına alınmıştır.Öğe Türkçede “-mI/-mU” Soru Unsuru(2019) Bulak, ŞahapTürkçede yapım ve çekim ekleri, esasen yafiil kök ve gövdelerine ya da isim kök vegövdelerine gelir. Yani bir ek, hem isimtabanlarına hem de fiil tabanlarına gelmez.Sadece soru eki hem isim hem de fiil tabanlarınagelir. Bu özelliğiyle soru eki, diğer eklerdenayrılır. Bu çalışmada Türkçede soru unsuruolarak kullanılan “mu” edatının tarihî ve çağdaşTürk yazı dillerindeki kullanımı ve ekleşmesüreçleri incelenmiştir. Bunun için öncelikleTürkçenin tarihî yazı dilleri olan KöktürkTürkçesi, Eski Uygur Türkçesi, KarahanlıTürkçesi, Harezm Türkçesi, Kıpçak Türkçesi,Çağatay Türkçesi ve Eski Anadolu Türkçesindekullanılan “-mI/-mU” soru unsuru, bu yazıdillerine ait metinlerden alınan örnekler ışığındaele alınarak tarihî gelişim süreci ve çağdaş yazıdillerindeki kullanımı hakkında bilgi verilmiştir.Daha sonra tarihî ve çağdaş yazı dillerindekişekilleri arasındaki benzer ve farklı yönleribakımından bir karşılaştırma yapılarak sözkonusu soru unsurunun kategorik durumu, imlasıve söz dizimsel yeri mercek altına alınmıştır.Böylece söz konusu soru unsurunun tarihîgelişimi, nitelikleri, tarihî ve çağdaş yazıdillerindeki kullanımı, kategorik durumu, imlâsıve söz dizimsel yeri hakkında birtakımçıkarımlarda bulunulmuştur.Öğe Türkiye Türkçesinde düz tümleç (nesne)(2012) Bulak, ŞahapBu çalışmada hakkında çözülmesi gereken birçok sorun bulunan cümlenin yardımcı ögelerinden düz tümleç incelendi. Düz tümleç; düz tümleç terimi, düz tümleç tanımı, yüklem düz tümleç ilişkisi, düz tümlecin aldığı ekler, edilgen cümlelerde düz tümleç, dönüşlü cümlelerde düz tümleç, yüklem tamlayıcı ilişkisi açısından düz tümleç, kelime gruplarında düz tümleç olmak üzere sekiz farklı açıdan ele alındı. Böylece düz tümleç hakkındaki tartışmalı konulara çözüm bulma gayretine katkıda bulunulmaya çalışıldı. Düz tümleç hakkındaki sorunların çözümü için dilciler tarafından ileri sürülen birbirinden çok farklı görüşler bulunmaktadır. Bu çalışmadaki gaye, bu alanda yapılan çalışmalar ışığında düz tümleç hakkındaki sorunların çözümüne yardımcı olmaktır.Öğe VAN KÜRESİN AĞZINDA DEYİMLER(2016) Bulak, ŞahapAğız çalışmalarında genellikle çalışmanın sonuna sözlük ve dizinler eklenir. Ancak bu sözlük ve dizinlerde deyim ve özellikle atasözlerine pek yer verilmez. Hâlbuki bir dilin ifade gücü, işlenmişlik düzeyi ve söz varlığının zenginliğini gösteren deyim ve atasözlerinin ağız çalışmalarında göz ardı edilmesi, bu araştırmalarının önemli bir eksikliğidir. Bu eksiklik, ağız çalışmalarında elde edilen verilerin yeterince değerlendirilmediğini gösterir. Yapılan ağız çalışmalarında deyim ve atasözleri tespit edilerek bunların nerede ve ne anlamda kullanıldıkları kayıt altına alınmalıdır. Böylece bir yandan pratik zekâ ürünü olan konuşma dilinin ifade gücü ve işlenmişlik düzeyine önemli katkılar sağlanırken bir yandan da kültür mirası kayıt altına alınmış olur Mülakat, gözlem ve sınıflandırma metotları kullanılarak sondajlama usulüyle yapılan bu çalışmada Van Küresin Ağzı'nın konuşulduğu Van il merkezi ve merkeze bağlı köyler ile Özalp, Saray ve Edremit ilçe merkezleri ile bu ilçelere bağlı köylerde konuşulan Van Küresin Ağzı'nda kullanılan deyimlerden oluşan söz varlığı derlemeleri yapılmıştır. Daha sonra bu ağızda kullanılan sesler tespit edilerek bir alfabe oluşturulduktan sonra, yapılan derlemeler transkripsiyon işaretleriyle deşifre edilmiştir. Böylece yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan Van Küresin Ağzı'nın ifade gücü, işlenmişlik düzeyi ve söz varlığı zenginliğini gösteren deyimlerin dokümantasyonu çıkarılmıştır. Bu deyimlerin kaynak kişileri verilmiş ve derlenen deyimlerin ne durumda ve ne anlamda kullanıldıkları tespit edilerek kayıt altına alınmıştır.