Yazar "Kaya, Seyfettin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe BATLAMYUS’UN ASTRONOMİ ANLAYIŞINA İSLAM DÜNYASINDAN VE SELÇUKLULARDAN ELEŞTİRİLER VE DÜZELTMELER(2019) Kaya, Seyfettinİlkçağ’da doğu ve batı toplumlarında astronomi konusunda fikirler ilerisüren birçok bilim insanı yetişmiştir. Bu bilim insanlarından Batlamyus’unfikirleri gerçeğe yakın bulunarak yüzyıllarca tartışılmıştır. Batlamyus’un, ilerisürdüğü ve matematiksel öğelere dayanan astronomi anlayışı “Almagest” adlıeserinde dile getirilmişti. Ancak bu astronomi anlayışının birtakım eksiklikleri vekusurları bulunmaktaydı. Doğal olarak zaman ve bilim ilerledikçe bu eksikliklerve kusurlar eleştirilmeye ve düzeltilmeye çalışılacaktır.Ortaçağ İslam dünyasında Batlamyus astronomi anlayışı yüzyıllardırdevam eden geleneklere uyularak kabul edildi. Ancak İslam Rönesans’ınınyaşandığı Ortaçağ’da bu anlayıştaki eksiklikler ve kusurlara tepkiler gecikmedi.Bu tepkiler Endülüs’te, Mısır’da, Irak’ta, İran’da ve Anadolu’da kendini peş peşegöstermeye başlamıştır. Batlamyus astronomi anlayışındaki eksiklikler vekusurlar önce İbnü’l Heysem tarafından fark edilmiştir. Daha sonra bu eksikliklerve kusurlar Irak’ta Abbâsî bilim insanları ve Merâga’da faaliyet gösteren İlhanlıuleması tarafından dile getirilmiş ve bu kusurların giderilmesi için alternatifastronomi ve gezegen modelleri ileri sürülmüştür. Şüphesiz bu konuda İbnü’lHeysem kadar, Nasîrüddîn Tûsî, Kutbettîn Şirâzî, Mû’eyyed ed-dîn ‘Urdî veİbnü’l Şatîr gibi bilim insanlarının büyük emekleri geçmiş ve Kopernik’e gibenyol açılmıştır. Batlamyus astronomi anlayışındaki eksiklikleri ve kusurları eleştirmek vedüzeltmek amacıyla Selçuklu bilim insanları da zamanla devam eden tartışmalara dâhil olmuşlardır. Hem Büyük Selçuklular Dönemi’nde hem de TürkiyeSelçukluları Dönemi’nde bu konuda söz söyleyecek yetkin ve etkin birçok biliminsanı ortaya çıkmıştır. Bu konuda Harakî, Cemalüddin el-Mardinî, ÖmerHayyâm, Abdurrahman el-Hazînî, İbn el-Salâh, Hubeyş et-Tiflîsî ve KutbettînŞirâzî gibi bilim insanlarını öne çıkanlar arasında gösterilebilir. ÖzellikleKutbettîn Şirâzî’nin Merâga Matematik-Astronomi Okulu’unda edindiği bilgibirikimi ile Batlamyus astronomi anlayışına yaptığı eleştiriler ve düzeltmelerkayda değerdir.Ortaçağ Arap-İslam Dünyası ve Selçuklular Dönemi’nde Batlamyusastronomi anlayışındaki eksiklikleri ve kusurları eleştirme ve düzeltme çabalarıXV. yüzyılın sonu ve XVI. yüzyılda Avrupa’da güneş merkezli astronomianlayışına geçişe temel oluşturmuştur. Bu yönü ile bakıldığında Ortaçağ ArapİslamDünyası ve Selçuklular Dönemi’nde yürütülen astronomi alanındakibilimsel çalışmalar İlkçağ astronomi anlayışı ile Yeniçağ astronomi anlayışıarasında bir ara geçiş süreci, çok önemli bir basamak veya köprü vazifesiüstlendiği savunulabilir.Öğe İLHANLI ASTRONOMİSİNİN BİLİNMEYENLERİ: ŞEMSEDDÎN ELVÂBKANAVÎ VE SULTAN OLCAYTU HAN (SULTANİYYE) GÖZLEMEVİ MESELESİ(2020) Kaya, Seyfettinİlhanlılar döneminde Merâga ve Tebrîz gözlemevlerinde çalışan önemli bilim adamlarından biri deŞemseddîn el-Vâbkanavî el-Buharî’dir. 1272 yılından beri 40 yıl boyunca astronomi ve gözlem çalışmalarıyürüten Şemseddîn el-Vâbkanavî el-Buharî, Olcaytu Han döneminde yazımına başladığı Zîc-i el Muhakkakes-Sultanî adlı eserin de sahibidir. Ancak bu zîc, Olcaytu Han döneminde (1304-1316) yazılmaya başlanmasınarağmen onun ölümü üzerine oğlu İlhanlı hükümdarı Ebu Sa’id Bahadır’a (1317-1335) ithaf edilmiştir. Zîc-i elMuhakkak es-Sultanî’nin en önemli özelliği; daha önce yazılmış, ancak zamanla kaybolmuş olan zîc adlarınınbu eserde zikredilmesi ve daha önceki zîc’lere dayanılarak yazılan ve bundan dolayı içinde birtakım yanlışlıklarbulundurduğu iddia edilen Zîc-i İlhanî’yi eleştirmesi ve bu eleştirileri haklı çıkaracak özgün rasat bilgilerivermesidir. Şemseddîn el-Vâbkanavî el-Buharî’yi astronomi tarihinde önemli kılan bir diğer gelişme ise 30Ocak 1283 yılında yaptığı rasatlar sonucunda “halkalı Güneş tutulması” hakkında bilgiler vermesidir. AyrıcaHülağü Han döneminde 1256-1265) Merâga’da ve Gâzân Han döneminde (1295-1304) Tebrîz’de gözlemevlerikurulmasının dışında Sultan Olcaytu Han döneminde de Sultaniyye’de bir gözlemevinin kurulduğu iddiasıbulunmaktadır. Hatta Şemseddîn el-Vâbkanavî el-Buharî’nin, Sultan Olcaytu Han döneminde (1304-1316)Sultaniyye’de kurulduğu iddia edilen bu gözlemevinde de çalıştığı tahmin edilmektedir.Öğe İLHANLILAR DÖNEMİ’NDE MERÂGA VE TEBRÎZ GÖZLEMEVLERİ(2019) Kaya, Seyfettinİstilacı bir yaklaşımla servis edilen İlhanlılar, bilinenin aksine bilimve kültür sahasına önem vermişlerdir. Hülağü Han Dönemi’nde (1256-1265) ele geçirilen bölgelerden toplanan değerli eserler ve dönemin öndegelen bilim adamları başta astronomi bilimi olmak üzere tıp, matematikve kimya bilimlerinde faaliyetlerde bulunmaları için Merâga’da istihdamedilmişlerdir. Hülağü Han Azerbaycan’ın Merâga şehrinde bir rasathaneinşa etmiştir. Nasîrüddîn Tûsî ve dönemin önde gelen bazı bilimadamlarını buraya toplamıştır. Irak, İran ve Suriye bölgelerinde toplanankitaplar bu rasathanenin kütüphanesine taşınmıştır. Hülağü Han,Nasîrüddîn Tûsî ile Merâga’da topladığı dönemin önde gelen biliminsanları ekibinden rasatlar yapmalarını ve bu rasatların sonuçlarını 12yılda tamamlanmalarını istemiştir. Merâga Gözlemevi’nin önemliözelliklerinden biri de ilk kez vakıf gelirleriyle finanse edilen bir kurumolmasıdır. Hülâgû Han tarafından tahsis edilen gelirlerle ihtiyaçlarıkarşılanan gözlemevi, ekonomik açıdan desteklenmiştir. İlhanlılarDönemi’nde rasat yapılan bir diğer gözlemevi de Tebrîz’de inşa edilmiştir.İslâmiyet’in İlhanlıların resmî dini olmasını sağlayan İlhanlı hükümdarıGâzân Han (1295-1304), 1300 yılında Tebrîz'de giderleri Vakıf tarafındankarşılanan bir gözlemevi kurmuştur. Bu gözlemevinde güneş gözlemleriiçin yeni gözlem aletleri geliştirilip kullanılmıştır. Ayrıca dünyanın dörtbir tarafından Merâga ve Tebriz gözlemevlerine gelen bilim insanlarıİlhanlı astronomisinin ulaştığı bilimsel gelişmişlikten istifade etmeyeçalışmışlardır. Bu makalede İlhanlılar döneminde Merâga ve Tebriz’deaçılan gözlemevleri ve bu gözlemevlerinde çalışan bilim insanlarıanlatılmaktadır.Öğe İlhanlı Astronomisinin Bizans ve Avrupa Astronomisine Etkisinde George Chioniades'in Rolü(2020) Kaya, SeyfettinPontus Rum ømparatoru II. Aleks?os Komnenos(1297-1330) tarafÕndan desteklenen GeorgeCh?on?ades, østanbul'dan Trabzon'a gelerekb?l?msel ve kültürel çalÕúmalara katÕlmÕútÕr.Astronom? alanÕnda b?lg?s?n? artÕrmak ?ç?n 1295yÕlÕnda ølhanlÕlarÕn baúkent? olan Tebrvz'e g?tm?úve ùemseddvn el-Vâbkanavv el-Buharv'n?n dershalkasÕna katÕlmÕútÕr. øk? yÕl Tebrvz'de kalmÕú veel-Vâbkanavv'den astronom? dersler? almÕútÕr.Tebrvz'de kaldÕ÷Õ sÕrada Arapça ve FarsçayÕ|÷renm?út?r. 1299 (veya 1300) yÕlÕnda astronom??çer?kl? eserler ?le b?rl?kte Trabzon'a ve dahasonra østanbul'a ger? d|nm út r. Ch?on?ades'?nTebrvz'den get?rerek Rumcaya çev?rd?÷? eserler?n baúÕnda Abdurrahman el-Hâz?nv'ye a?t Zvc-?Sencerv, Nasvr ddvn et-T sv'n?n koord?nat|rl -÷ünde yazÕlan Zvc-? ølhanv, Abdülker?m elFahhad'Õn yazdÕ÷Õ Zvc-? 'Alâ'? (TablolarlaAlâ'v'n?n Astronom?k El K?tabÕ) adlÕ eser? veùemseddvn el-Vâbkanavv el-Buharv'n?n usturlaba ?l?úk?n r?sales? bulunmaktadÕr. 1310-1314yÕllarÕ arasÕnda p?skopos olarak Tebrvz'e ?k?nc?kez g?den Ch?on?ades, ølhanlÕlarÕn øslam?yet'?kabulü sonrasÕnda ger? dönmek zorundakalmÕútÕr. ølhanlÕ astronom?s?n?n B?zans ve Avrupa astronom?s?n? etk?lemes?nde |neml? b?r rol oynamÕútÕr. Özell?kle 'T sv Ç?ft?'n?' B?zans veVened?k zer?nden Avrupa'ya N?kolas Kopern?k'e ulaútÕrmasÕ G neú merkezl? yen? evrenmodel?n?n oluúmasÕna ortam oluúturmuútur.Öğe İSFAHAN (MELİKŞAH) GÖZLEMEVİ BİLİM İNSANI: EBÛ’L ABBÂS el-LEVKERÎ(2020) Kaya, SeyfettinBüyük Selçuklular Dönemi’nde (1040-1157) Sultan Melikşah zamanında (1072-1092)başkent İsfahan’da bir gözlemevi kurulmuştur. Başkanlığını Ömer Hayyâm’ın yaptığısekiz kişiden oluşan bir bilim insanları heyeti bu gözlemevinde çalışmıştır. İsfahan(Melikşah) Gözlemevi’nde çalışan bu bilim insanları heyeti içinde yer alan önemliisimlerden biri de Ebü’l Abbâs el-Levkerî’dir. El-Levkerî’nin İsfahan (Melikşah)Gözlemevi’nde nasıl çalışmalar yaptığı ve rasat çalışmalarına hangi düzeyde katkılarsağladığı konusunda bilgiler bulunmamaktadır. Ancak sahip olduğu bilgi birikimi veakademik kimliğinden yararlanılmak üzere İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’ne davetedildiği konusunda kuşku duyulmamalıdır. Astronomiden ziyade felsefe konusunda adınıduyuran el-Levkerî, İbn-i Sinâ’nın öğrencisi Behremyar b. Marzubân’ın talebesidir. İbnSinâ’nın felsefeye dair birçok öğretisi Behremyar b. Marzubân üzerinden el-Levkerî’yeintikal etmiştir. El-Levkerî ise İbn Sinâ’nın felsefi öğretilerinin Horasan’a yayılmasındaönemli bir rol oynamıştır. Yaşamı boyunca birçok eser yazan el-Levkerî, “Bayân el-Hakkbi-Damân el Sıdk” adlı felsefi içerikli eseri ile öne çıkmıştır. Ayrıca birçok öğrenciyetiştirmiş ve felsefe alanında akranları Ömer Hayyâm, İbn Kûşek ve el-Vâsıtî’yi geridebırakmıştır.Öğe İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’nin Mekanik Bilimcisi: Ebû Hâtim Muzaffer B. İsmâîl El-İsfizârî(2020) Kaya, SeyfettinEbû Hâtim Muzaffer b. İsmâîl el-İsfizârî, Büyük Selçuklular Dönemi’nde (1040-1157) İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’nde çalışan bilim insanlarından biridir. Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Melikşah Dönemine (1072-1092) Farisi Takvimi’ndeki bazı kusurları gidermek için Sultan Melikşah (1072-1092) ve ünlü veziri Nizamülmülk tarafından İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’ne davet edilen bilim insanları arasında yer almıştır. Büyük Selçuklu Devleti’nin başkentinde kurulan rasathanede çalışmak üzere geldiği İsfahan’da Sultan Melikşah Döneminden (1072-1092) Selçuklu sarayında “Şerefülmülk” unvanı ile âlimleri, sanatçıları ve ilmi faaliyetleri destekleyen Muhammed b. Mansur adlı bir saray yetkilisi tarafından himaye edilmiştir. Ömer Hayyâm’ın çağdaşı; Abdurrahmân el-Hâzinî’nin hem çağdaşı hem de hocasıdır. Birçok alanda eser yazmasına rağmen, astronomi alanında herhangi bir eser kaleme almamıştır. Mevcut kaynaklarda ise kendisi hakkında çok fazla bilgi bulunmamaktadır. Bu nedenlerden dolayı İsfizârî’nin, İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’nde yürütülen astronomi çalışmalarına hangi düzeyde katkı sağladığı konusunda kesin bir bilgiye ulaşmak pek mümkün görünmemektedir. Ancak matematik alanındaki başarıları ve mekanik alanındaki yaratıcığından dolayı İsfizârî’nin İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’nde alet yapımı ve rasat ölçümleri konusunda yürütülen çalışmalara katkı sağlaması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca matematik, mekanik, meteoroloji ve ağırlık teknolojisi üzerine yazıları ve eserleri olan İsfizârî, Sultan Melikşah (1072-1092), Sultan Berkyaruk (1093-1104) ve Sultan Sencer (1118-1157) dönemlerinde Selçuklu sarayında çalışmış ve talihsiz bir olay neticesinde hayatını kaybetmiştir. İsfizârî’nin ölüm hikâyesi de gerçekten çok ilgi çekicidir. O arşiment terazisi üzerine çok çalışmış ve altın ile gümüş metallerinin gerçeği ile sahtesi arasındaki farkı ayırt edebilecek bir terazi icat etmiştir. Ancak “mutlu haznedar” ismiyle bilinen Sultanın haznedarı olan Sa’ada el-Hadım’ın, bu terazi sayesinde hazinedeki ihaneti ortaya çıkar endişesi ile bu teraziyi kırmıştır. Buna çok üzülen İsfizârî, hayatını kaybetmiştir.Öğe NORVEÇ KRALI SİGURD JORSALFAR’IN HAÇLI SEFERİNİN TARİHİ ZEMİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ(2019) Kaya, SeyfettinKudüs’ü geri almak ve Doğu dünyasının zenginliklerine sahip olmak için seferlerorganize eden Haçlılar, 1096-1099 yılları arasında Birinci Haçlı Seferinidüzenlemişlerdir. Bu Haçlı Seferi karadan, Türk toprakları üzerinden Ortadoğutopraklarına doğru yapılmış, ancak Haçlı kuvvetlerine pahalıya mal olmuştur.1096 yılında Avrupalı sıradan vatandaşların katılımı ile Keşiş Pierre l-Ermiteöncülüğünde İznik dolaylarına gelen Birinci Haçlı Seferinin ilk grubu I. KılıçArslan’ın direnişi ile karşılaşmış ve büyük bir çoğunluğu kılıçtan geçirilmiştir. Buseferin ikinci grubu ise Avrupalı kont, dük ve baronlar tarafından düzenlenmiştir.Avrupalı krallar ise ilk kez yine karadan ve Anadolu Türk toprakları üzerindendüzenlenen İkinci Haçlı Seferi’de yer almışlardır. Bu seferi Fransa Kralı VII. Louisile Alman Kralı Konrad organize etmişlerdir. Ancak Haçlı Seferleri Tarihi’nin geneldetayları içerisinde yer almadığı halde bu seferlerin inceliklerine inildiğindeNorveç kralı Sigurd Jorsalfar’ın 1108-1111 yılları arasında düzenlemiş olduğu HaçlıSeferi ilklere imza atması açısından dikkatimizi çekmektedir. Sigurd Jorsalfar’ındüzenlediği Haçlı seferinin hem denizden yapılan ilk Haçlı sefer olması hem deAvrupalı bir kralın Ortadoğu Müslüman topraklarına ilk kez bir seferdüzenlemesi bakımından gözümüze çarptığını belirtmekte fayda vardır. Bumakalede Norveç kralı Sigurd Jorsalfar’ın Haçlı Seferin’nin tarihi zemindeki önemianlatılmaktadır.Öğe Ömer Hayyâm’ın “Nevrûznâme” Adlı Eserinde Takvim Çalışması(2020) Kaya, SeyfettinÖmer Hayyâm, İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’nde dönemin önde gelen bilim insanları ile birlikteİran (Farisi) Takvimi’ni güncellemek için çalışmalara başlamıştır. Uzun süreli bir çalışmaprogramı ile faaliyetlerini sürdürmesi planlanmasına rağmen, astronomik çalışmalar ancak 18 yılsürmüştür. İsfahan (Melikşah) Gözlemevi’nde sürdürülen astronomik çalışmalar ÖmerHayyâm’ın, Zîc-i Melikşahî ve Nevruzname adlı eserleri ile kaleme alınmıştır. Zîc-i Melikşahîadlı eserin tamamının günümüze kadar ulaştığını ifade etmek pek mümkün görünmemektedir.Yalnız bu eserin küçük bir kısmının -yazarı belli değil- İsmailliler tarafından muhafaza edildiği veçoğaltıldığı iddia edilmektedir. Diğer bir eser olan Nevruzname adlı eser ise günümüze kadarulaşmıştır. Özellikle bu makalemizin yazılmasında istifade ettiğimiz eser, İranlı yazar MüctebaMinovi’nin 1933 yılında neşrettiği kaynaktır. Bu kaynakta astronomik öğelere ve takvimçalışmalarına ilişkin bilgiler bulunmaktadır. Bu yönü ile Nevruzname adlı eser kıymete haizbulunmaktadır.Öğe Orta Çağ İslam Dünyasında Usturlabın Gelişimi(2020) Kaya, SeyfettinEski çağlardan beri yıldızların konumları, uzaklıkları ve yükseklikleri hakkında bilgi edinmek amacıile bilim insanları tarafından usturlab adlı bir alet kullanılmıştır. Bu aleti ilk kullananın kişininYunanlı bilgin Hipparchus (M.Ö. 190 - M.Ö. 120) olduğu iddia edilmektedir. Usturlab aleti,Müslümanlar tarafından Orta çağda kullanılmaya başlanmıştır. Müslümanlar, yerel saati saptamak,namaz vakitlerini ve gece-gündüz saatlerini belirlemek, şehirlerin koordinatlarına göre kıble yönünütespit etmek, tablolar (zayiçeler) çıkarmak ve bayram zamanlarını tespit etmek için bu aletikullanmışlardır. Önceleri oldukça basit bir yapıya sahip olan usturlab, zamanla daha teknik halegetirilerek yapımı ve tasarımı çeşitlendirilmiştir. İslam bilginleri, usturlab aletini geliştirmiş ve zamaniçinde ileri bir teknolojiye de kavuşturmuşlardır. Bu yönü ile bakıldığında Müslümanların kullandığıusturlab Batı toplumundan alınarak kullanılan bir alet olarak kalmamıştır. Özellikle usturlabın dahateknik bir hale gelmesi ile birlikte Müslümanlar, astronomi alanında daha sağlıklı, dakik ve kesinsonuçlara ulaşmaya başlamışlardır. Bu konuda İslam dünyasında emeği geçen ilk kişinin Mııhammedb. İbrahim el-Ferazî olduğu savunulmaktadırÖğe ORTAÇAĞ ARAP-İSLAM DEVLETLERİNDE İLM-İ NÜCUM VE MÜNECCİMLİK(2019) Kaya, SeyfettinKehanette bulunma arzusu ve astroloji eski çağlardan beri milletlerin ve uygarlıkların yakındantakip ettikleri bir olgu olmuştur. İlkçağlardan beri kullanılan astroloji ile ilgili kavramlar, fetihhareketleri sonucunda Arap-İslam Devleti’nde daha da ilgi çekmeye başlamıştır. İslam dini ve HzPeygamber tarafından kesin bir şekilde yasaklandığı ifade edilmesine karşın, geleceği merak etmedüşüncesi ve insani zafiyetlerden dolayı Müslüman toplumda ve İslam devletlerinin yönetici sınıfıarasında gelecek ile ilgili kehanet ve astroloji varlığını sürdürmüştür. Özellikle, Abbasilerde ve OrtaÇağ İslam dünyasında var olan diğer Arap devletleri ilm-i nücûma (astroloji) ilgi göstermişlerdir.Abbasiler (750-1258), Fatımiler (909-1171) ve Endülüs Emevileri (756-1031) dönemlerinde devletsarayında farklı zamanlarda ve farklı hükümdarlar tarafından birçok müneccim görevlendirilmiştir.Abbasi döneminde, Ebu Maşer ve İbn Nevbaht, Fatımiler döneminde İbn Yunus ve Endülüs Emevileridöneminde İbn İshâk ve Mesleme el-Mecrîtî öne çıkmışlardır. Hatta zaman zaman hükümdarlarmüneccimlere danışarak karar alırlardı; bir savaşa veya barışa müneccimlere danışmadan kararverilmezdi.Öğe Renaud De Châtillon’un Kızıldeniz’de Gerçekleştirdiği Haçlı Saldırıları ve Hz. Muhammed’in Naaşını Çalma Girişimi(2020) Kaya, Seyfettinİkinci Haçlı Seferi sırasında Ortadoğu’ya gelen Renaud de Châtillon, bazı siyasi evlilikleryaparak ilk önce Antakya Prinkepsliğinin ve daha sonra Ürdün bölgesinin idareciliğiniüstlenmiştir. Haydutluğu, korsanlığı, zorbalığı, acımasızlığı ve azılı İslam düşmanlığı ile bütünOrtadoğu’da ün salmıştır. Zengilerle yaptığı mücadeleler sırasında Halep valisi Mecdeddintarafından esir alınmış ve Halep Kalesi’nde 16 yıl hapsedilmiştir. Hapis hayatından kurtulduktansonra Eyyubiler ve Selahaddin Eyyubî’ye karşı Akabe körfezinde Eyle dolaylarını bir üs olarakkullanmış ve Kızıldeniz’e (Bahr-ı Kulzum) bu bölgeden saldırılar düzenlemiştir. Bu saldırıları ileMısır Eyyubî kıyılarında Aydib’e, Mekke kıyılarında el-Ragıp’a, Medine kıyılarında el-Havra’ya,Cidde’ye ve Yemen’e seferler gerçekleştirmiş, korsanlık ve hırsızlık faaliyetleri ile İslamdünyasına büyük zararlar vermiştir. Hatta daha da ileri giderek Medine’ye düzenlediği bir sefer ileHz Muhammed’in naaşını Ürdün’e kaçırmak ve Hacca gelecek Müslümanlardan kazanç eldeetmek istemiştir. Bu korsanlık faaliyetleri ve saldırılar İslam dünyasının siyasi ve ekonomik açıdankayba uğramasına yol açmıştır. Ancak Selahaddin Eyyubî, Hüsameddin Lu’lu’yu Kızıldeniz’degörevlendirerek Renaud de Châtillon’un donanmasının yakılmasını sağlamış ve bu bölgedekiHaçlı korsanlık faaliyetlerini engellemiştir. Bu yazıda Renaud de Châtillon’un Kızıldeniz’dedüzenlediği korsanlık faaliyetleri ve Haçlı saldırıları ele alınmıştır.Öğe Üçüncü Haçlı Seferi Sırasında Frederick I. Barbarossa’nın Konya’yı İşgali ve Yağmalaması (17-23 Mayıs 1190)(2020) Kaya, SeyfettinOrta çağda İslam dünyası ile Haçlılar arasında Orta doğu ve Kudüs topraklarının hakimiyeti konusunda bir üstünlük mücadelesi yaşanmıştır. Müslümanların mallarını yağmalamak isteyen Haçlılar İslam dünyasının üzerine karadan ilerleyerek yürümeye çalışmışlardır. Selçukluların yaşadığı Anadolu coğrafyası Haçlılar ile Müslümanlar arasında yaşanan çekişmeye sahne olmuştur. Üçüncü Haçlı Seferi sırasında İngiltere kralı I. Richard ile Fransa kralı II. Philip Augutus denizden ve Alman imparatoru Frederick I. Barbarossa Anadolu güzergahını kullanarak karadan Orta doğuya yönelmişlerdir. Alman imparatoru Friedrick I Barbarossa büyük bir ordu ile Anadolu'ya girmiş ve Konya önlerinde Anadolu Selçuklu Devleti’nin hükümdarı Sultan II. Kılıç Arslan ile karşılaşmıştır. Bu sırada iyice yaşlanmış ve nispeten otoritesini kaybetmiş olan Sultan II. Kılıç Arslan, bir çekişme yaşanmaması için topraklarını oğulları arasında Türk devlet geleneklerine göre bölüştürmüştür. Dolayısıyla bu koşullar altında zayıflamış olan Anadolu Selçuklu Devleti ile Alman Haçlılar arasında Konya önlerinde yapılan savaşı, Sultan II. Kılıç Arslan’ın kuvvetleri kaybetmiş ve Konya şehri Alman Haçlıları tarafından işgal edilerek yağmalanmıştır. Üçüncü Haçlı Seferi sırasında Anadolu şehirleri ve özellikle Konya tahrip olmaktan kurtulamamıştır. Alman İmparatoru Frederick I. Barbarossa, Anadolu’nun tahrip edilmesinde ve Anadolu Selçuklu Devleti’nin (1075-1308) başkenti olan Konya’nın işgal edilerek yağmalanmasında önemli bir rol oynamıştır.