Yazar "Arslan, Erşan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe BİLİŞSEL YORGUNLUĞUN EGZERSİZ VE SPOR PERFORMANSINA ETKİLERİ(2020) Aras, Dicle; Yiğit, Sevcan; Kayam, Sercan; Arslan, Erşan; Akça, FıratBilişsel yorgunluk (BY) egzersiz ve sporda performansa etki eden faktörlerden biri olarakdeğerlendirilmektedir. Bu derlemenin amacı bilişsel yorgunluk kavramını, bilişsel yorgunluğun nasıloluşturulduğunu, nasıl değerlendirildiğini açıklamak ve konuyla ilgili çalışmaların sonuçlarını tartışmak veböylece gelecekteki araştırmalar için önerilerde bulunabilmektir. Bu nedenle literatürdeki çalışmalar farklı veritabanlarında taranmış ve BY ile ilgili yapılmış araştırmalar; “a) dayanıklılık performansı, b) anaerobik güç,maksimal kuvvet ve sürat performansı ve c) spora özgü beceriler, motor ve bilişsel performansa etkileri”başlıkları altında açıklanmıştır. Sonuçlara göre BY’nin egzersiz ve spor performasını olumsuz etkilediğigörülmüştür. BY genel olarak dayanıklılık, spora özgü beceri, motor performans ve karar verme süreçlerindebozulma yaratmış ancak maksimal veya maksimal üstü aktivitelerde performansı etkilememiştir. BY’ninperformans üzerindeki olumsuz etkilerinin; algılanan zorluktaki artışa, beyindeki nörotransmitter dağılımına vemotivasyon düzeyindeki azalmaya bağlı olduğu düşünülmektedir. Gelecek çalışmalarda BY’ye neden olanbilişsel işler sırasındaki nöro-fizyolojik değişimler daha detaylı incelenebilir ve BY’nin etkilerinin nasıl elimineedebileceği üzerinde duralabilir.Öğe GÜNCEL BAKIŞ AÇISI İLE FİZİKSEL AKTİVİTE(2014) Can, Sema; Arslan, Erşan; Ersöz, GülfemTeknolojik ilerlemeler, iş yaşamı ve kentleşme sonucu azalan fiziksel aktivite insan sağlığı üzerinde olumsuz rol oynamakta, düzenli olarak yapılan fiziksel aktivite (FA) ise; obezite, kardio-vasküler hastalıklar, Tip 2 diyabet ve kanser gibi hastalıklar ile meydana gelen mortalite riskini azaltarak, yaşam kalitesinde artış sağlamaktadır. 2012 yılı Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization-WHO) verilerine göre ülkemizde hastalıklara bağlı ölüm oranları kardiovasküler hastalıklarda %48, kanserde %21, Tip 2 diyabette %3.5 olarak belirlenmiş olup, düzenli FA ve hareketli yaşam ile önlenebilecek hastalık yüzdeleri koroner kalp hastalıklarında %9.3, meme kanserinde %16.3, kolon kanserinde %16.6, Tip 2 diyabette %11.5 olarak öngörülmektedir. Bununla birlikte uzun süreli yapılan çalışmalarda düzenli FA'nın kan basıncını düşürdüğü, insülin duyarlılığını artırdığı, kan lipid profilinde iyileşmeye neden olduğu, depresyon ve anksiyeteyi de azalttığı belirtilmektedir. Bu göstergeler ışığında Amerikan Spor Hekimliği Koleji (American College of Sports Medicine-ACSM) ve Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (Centres for Disease Control and Prevention-CDC) gibi kuruluşlar egzersizlerin tipi, şiddeti, süresi ve sıklığı göz önüne alınarak bireye özel, aerobik kapasiteyi geliştiren, kas kuvveti ve esnekliği artıran egzersiz reçetelerinin hazırlanması ve bunların düzenli olarak yapılması gerektiğini belirtmektedir. Halk sağlığı programlarında aerobik egzersizlerin genellikle büyük kas gruplarına yönelik ritmik ve dinamik özellikte, maksimal kalp atım hızının %50-80 aralığında, haftada 3-7 gün, ortalama 20-60 dakika/gün süreli yapılması önerilirken; kuvvet egzersizlerinin ise 1 tekrarlı maksimalin %60-80'i ile haftada 2-3 gün, 8-10 hareket çeşidi, 2-3 set ve 8-12 tekrarlı olarak yapılması tavsiye edilmektedir.Öğe KAFEİN, ETKİ MEKANİZMALARI VE FİZİKSEL PERFORMANSA ETKİLERİ(2018) Akça, Fırat; Aras, Dicle; Arslan, ErşanÖz: Kafein dünya genelinde en yaygın olarak kullanılan besin maddeleri ve besin takviyelerinden biridir. Kafein tüketiminin büyük oranıkahve yoluyla olmakla birlikte birçok başka gıda, ilaç ve içecekte de kafein bulunmaktadır. Kafein son dönemde kullanımı yaygınlaşanenerji içeceklerinin de etken maddesi olarak işlev görmekte ve fizyolojik etkileriyle psikoaktif bir ajan olarak da kullanılmaktadır. Kafeininfaydaları ve riskleri ile ilgili birçok teori ortaya atılmakla birlikte, sağlıklı yetişkinler için günlük 400 mg’a kadar (75 kg. ağırlığındabir birey için yaklaşık 5.5 mg/kg) olan dozların güvenli olduğu ve herhangi bir sağlık riskine yol açmadığı bildirilmiştir. Kafeinin ergojenikbir yardımcı olarak kullanımı ile ilgili pratik ve uygulamaya dönük bilgilendirme antrenörler ve sporcuların performanslarını desteklemeaçısından önemlidir, bu derleme bu konuda detaylı bilgiler vermek üzere hazırlanmıştır.Öğe MENSTRUAL DÖNGÜNÜN FAZLARINA GÖRE SEDANTER KADINLARDA ANAEROBİK GÜÇ DEĞERLERİNİN İNCELENMESİ(2016) Aras, Dicle; Arslan, Erşan; Atlı, Ahmet; Şahin, F. NeşeBu araştırmanın amacı anaerobik güç değerlerinin menstrual döngünün fazlarına göre incelenmesidir. Araştırmaya ortalama yaşları 22,22 ± 1,39 yıl, boy uzunlukları 165,20 ± 6,09 cm, vücut ağırlıkları 57,28 ± 9,41 kg ve vücut yağ oranları % 26,47 ± 3,66 olan dokuz sedanter kadın gönüllü olarak katıldı. İlk olarak katılımcıların vücut kompozisyonları bioelektrik impedans analizi ile değerlendirildi. Sonrasında menstrual döngünün foliküler, ovulasyon ve luteal fazlarında anaerobik güç değerleri Wingate Anaerobik Güç Testi (WAnT) ile belirlendi. Her test öncesinde kişilerin dinlenik kalp atım hızları (KAHdinlenik) ölçüldü. Verilerin analizi için ilk olarak dağılım incelendi. Normal dağılım gösteren verilerde Tekrarlı Ölçümlerde Varyans Analizi, normal dağılım göstermeyen verilerde ise Friedman Testi uygulandı. Bulgulara göre menstrual döngünün farklı fazlarında WAnT ölçümleri öncesinde alınan KAHdinlenik ve WAnT testlerinden elde edilen mutlak ve rölatif zirve, ortalama ve minimum güç değerlerinin ve güçteki yüzdelik düşüş değerlerinin hiçbirinde anlamlı farka ulaşılamadı (p= 0,086 - p= 0,895). Sonuçlar incelendiğinde WAnT ile ölçülen anaerobik güç değerlerinin menstrual döngünün foliküler, ovulasyon ve luteal fazlarında değişiklik göstermediği söylenebilir.Öğe Recovery levels after eccentric and concentric loading in maximal force(Society of Physical Therapy Science (Rigaku Ryoho Kagakugakkai), 2016) Örer, Gamze Erikoğlu; Güzel, Nevin Atalay; Arslan, Erşan[Purpose] The aim of this study was to compare the differences in recovery periods after maximal concentric and eccentric exercises. [Subjects and Methods] Twenty-two participants voluntarily participated and were divided into two groups: the athlete and sedentary groups. An incremental treadmill running test was performed until exhaustion. During the subsequent passive recovery session, heart rate and venous blood lactate level were determined every 3 minutes until the venous blood lactate level reached 2 mmol/l. The same test protocol was implemented 15 days later. [Results] Both groups showed significantly shorter running durations in concentric exercise, while significant differences were found between the athlete and sedentary groups in terms of venous blood lactate level responses. In addition, there were significant differences between the athlete and sedentary groups in terms of running duration and heart rate in concentric and eccentric exercises. [Conclusion] The present study revealed no difference between the athlete and sedentary groups in terms of recovery durations after eccentric and concentric loadings, although the athletes demonstrated faster recovery in terms of HR compared with the sedentary group. It was thought that concentric exercises cause greater physiological responses. © 2016 The Society of Physical Therapy Science.Öğe SPORCU VE SEDANTER KADINLARDA GÜNLÜK ENERJİ HARCAMASI VE FİZİKSEL AKTİVİTE DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI(2016) Arslan, Erşan; Aras, Dicle; Can, SemaBu çalışmanın amacı; sporcu ve sedanter kadınların günlük enerji harcaması ve fiziksel aktivite düzeylerinin incelenmesidir. Çalışmaya 3 triatlet, 5 spor kaya tırmanışı sporcusu, 7 masa başı çalışan kadın ve 8 ev hanımı [ortalama yaş 35,30 ± 8,53 yıl; boy uzunluğu 160,57 ± 5,53 cm; vücut ağırlığı 58,23 ± 8,53 kg; beden kütle indeksi (BKİ) 22,62 ± 3,37 kg/m2] olmak üzere toplam 23 kişi gönüllü olarak katılmıştır. Beden kütle indeksinin belirlenmesini takiben 2 gün süre ile katılımcıların dominant kollarına takılan metabolik holter ile günlük enerji harcamaları ve fiziksel aktivite düzeyleri ölçülmüştür. Çalışma sonucunda ulaşılan parametreler; toplam enerji harcaması, aktif enerji harcaması, toplam, ortalama, zorlu ve çok zorlu fiziksel aktivite süreleri, ortalama MET, sedanter yaşam süresi, yatma süresi, uyku süresi ve toplam adım sayısıdır. Bulgular incelendiğinde fiziksel olarak aktif olan gruplarda (triatlet ve tırmanıcı); enerji harcaması değerlerinin ve fiziksel aktivite sürelerinin fazla, sedanter yaşam sürelerinin ise kısa olduğu görülmektedir. Bununla birlikte dört grup arasında zorlu (6-9 MET), çok zorlu (9 MET üzeri) fiziksel aktivite düzeyleri ile yatma ve uyku süreleri arasında fark bulunmamıştır. Ayrıca bazı enerji harcaması ve süresi parametreleriyle BKİ, yaş, vücut ağırlığı ve boy uzunluğu gibi tanımlayıcı parametreler arasında ilişki bulunmuştur. Buna göre; günlük enerji harcaması ve fiziksel aktivite düzeyi arasında güçlü bir korelasyon olduğu ve egzersizin sağlığa olumlu katkıları düşünüldüğünde, çalışan kadınların ve ev hanımlarının düzenli fiziksel aktiviteyi günlük yaşantılarına katmaları gerektiği sonuçlarına ulaşılmaktadırÖğe TENİSTE SERVİS VE KARŞILAMA OYUN DURUMLARININ PERFORMANS GEREKSİNİMLERİ(2018) Kilit, Bülent; Arslan, ErşanTeniste farklı oyun durumlarından önemli bir yere sahip olan servis ve karşılamanın, tenis maç performansı ve bunun sonucunda maç sonucu üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Bu nedenle, bu çalışmanın amacı tenis maçları sırasında servis ve karşılama oyun durumları sonucunda ortaya konan maç performanslarını fizyolojik ve maç gereksinimleri olarak değerlendirmektir. Araştırmada farklı veri tabanlarında (PubMed, Isı Web of Knowledge, Sport discus, Ebsco) “servis ve karşılama”, “performans”, “fizyoloji”, “oyun durumları”, “maç karakteristikleri” anahtar kelimeleri “tenis” kelimesi ile birlikte kullanılarak İngilizce ve Türkçe dillerinde yayınlanan makaleler incelenmiştir. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlar, tenis oyuncularının performansını geliştirmek için çalıştırıcı veya spor bilimciler tarafından kullanılabilir.Öğe THE COMPARISON OF REACTION TIME OF MALE TENNIS PLAYERS, TABLE TENNIS PLAYERS AND THE ONES WHO DON'T EXERCISE AT ALL İN 10 TO 12 AGE GROUPS(2014) Can, Sema; Kilit, Bülent; Arslan, Erşan; Suveren, SalihBu çalışma, 10-12 yaş grubu erkek tenis, masa tenisi sporcusu ve spor yapmayan bireylerinreaksiyon zamanlarının karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır. Araştırmaya ortalama yaşı11,99±0,81 yıl, ortalama boy uzunluğu 150,76±7,73 cm, ortalama vücut ağırlığı 42,20±8,35 kg,antrenman yaşı 3,7±1,2 yıl olan 17 tenis oyuncusu, 18 masa tenisi oyuncusu ve 16 spor yapmayanbirey olmak üzere toplam 51 sağlıklı birey gönüllü katılmıştır. Katılımcılar testler hakkındabilgilendirilmiş ve boy, vücut ağırlığı ölçümü sonrasında görsel ve işitsel reaksiyon zamanlarıPower 2000 New Test/Finland ölçüm aracı ile ölçülmüştür. Gruplar arasında ortalama reaksiyonzamanı değerlerindeki farkın belirlenmesi için SPSS 15,0 paket programında p<0,05 istatistikselanlamlılık düzeyinde Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) testi, gruplar arasında fark çıkmasıdurumunda ise çoklu karşılaştırma (Scheffe Post Hoc) testi kullanılmıştır. Sonuç olarak, masatenisi sporcularının ortalama reaksiyon zamanı değerleri ile tenis sporcularının ve spor yapmayanbireylerin reaksiyon zamanı değerleri arasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0,05).