Hizb-ut Tahrir Yapılanması Üzerine Karşılaştırmalı Bir Analiz: Özbekistan ve Türkiye Örneği
[ X ]
Tarih
2021
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Bu çalışmada, küresel bir İslam Devleti ve Hilafet kurma gayesi ile 1953 yılında ?Takiyuddin en-Nebhânî ? tarafından kurulan Hizb-ut Tahrir’in faaliyetlerinin Özbekistan ve Türkiye ?üzerinden karşılaştırmalı bir analizi yapılmıştır. İki bölüme ayrılan çalışmanın ilk bölümünde Hizb-ut Tahrir’in kuruluş süreci, ideolojisi ve ?hareket metodu hakkında bilgilere yer verilmiştir. İkinci bölümde ise Hizb-ut Tahrir’in Özbekistan ve Türkiye’deki faaliyetleri ele alınmıştır. HT İlk etapta Arapça konuşulan ülkelerde faaliyet yürütmeyi hedeflemiş ancak süreç içerisinde küresel bir faaliyet ağına kavuşmuştur. Günümüzde Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika kıtalarında 45 farkı ülkede faaliyet yürüten HT, uluslararası bir yapılanma haline gelmiştir. Sovyetler Birliğinin halkın inancını yaşamasına yönelik olumsuz tutumu ve bir devlet politikası olarak ateizmi dayatması, Orta Asya’daki birçok Müslümanın kendi dinini rahat bir şekilde yaşaması engellemiştir. Süreç içerisinde halkın dini bilgiye ulaşımı gittikçe zorlaşmıştır. Bu durum, dini bilgiye aç bir kesimin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte dini bilgi ve yaşayışın önündeki engeller de ortadan kalkmıştır. Oluşan bu yeni ortam birçok dini hareketin ilgisini çekmiştir. Birçok dini-politik hareket, bu bölgede etkin birer aktör olmak için çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Bu hareketlerden birisi de Hizb ut-Tahrir’dir. HT’nin fikirleri, 1970’li yılların sonlarında bölgedeki yükseköğretim kurumlarında okumak üzere Ürdün ve Filistin’den gelen öğrenciler aracılığıyla gelmiş ancak dönemin şartlarından dolayı etkisi sınırlı kalmıştır. HT, 1995 yılında Fergana vadisindeki çalışmalarıyla etkinliğini arttırmış ve kısa süre içinde Kırgızistan, Kazakistan ve Tacikistan gibi komşu ülkelere de yayılmıştır.HT’nin aktif olmaya çalıştığı ülkelerden birisi de 1517-1924 yılları arasında İslam dünyasına halifelik etmiş olan Osmanlı Devleti’nin yıkılmasından sonra kurulmuş olan Türkiye’dir. HT’nin Türkiye’ye yönelik ilk faaliyetleri 1960’lı yıllarda parti ideolojisini burada yaymak için gönderilen Ürdünlü öğrenciler aracılığıyla başlamıştır. HT, dağıttığı bildirilerle kısa sürede ülke gündemine oturmuştur. Süreç içerisinde faaliyetlerini sürdüren HT, 2005 yılında yaptığı bir açıklama ile Türkiye Vilayetini kurduğunu açıklamıştır. Hareketin sorumluluğuna Yılmaz Çelik getirilmiştir. HT’nin Türkiye vilayeti yapılanması aslında resmi olarak kurulmuş bir yapılanma değildir. Başka bir ifadeyle, devletin yetkili organları tarafından böyle bir yapılanmanın Türkiye’de kurulmasına resmi olarak izin verilmemiştir. Buradaki resmen kuruldu ifadesi HT örgütü açısından bir resmi kuruluş sürecidir. HT’nin Türkiye vilayetinin kurulduğu yönündeki açıklamalarından sonra aynı yıl 2 Eylül tarihinde Cuma namazı çıkışında Fatih Camisinde yaptığı eylemle kamuoyunda ses getirmiştir. Tekbirler eşliğinde 300-500 kişilik bir grup bir araya gelmiş, grup adına HT Türkiye sorumlusu Yılmaz Çelik bir açıklama yapmıştır. Söz konusu açıklamada Hilafetin yeniden getirilmesi gerektiği vurgulanmıştır.HT’nin Özbekistan ve Türkiye’deki yapılanma güçleri karşılaştırıldığında Türkiye’de görece daha zayıf kaldığı görülmektedir. İşte bu çalışmada, “Hizb-ut Tahrir’in, Türkiye’yle kıyaslandığında, Özbekistan’da daha etkin olmasının nedenleri üzerinde durulmuştur. Çalışmanın sonucunda, söz konusu ülkelerin sosyo-politik yapılarındaki farklılıkların HT’nin bu ülkelerdeki başarı ve başarısızlığında kilit bir rol üstlendiği tespit edilmiştir. Özbekistan’da Sovyet Yönetiminin uyguladığı din politikasının sonucunda dini bilginin üretimi ve yayılması alanında ciddi bir boşluğun olması, HT’nin buralarda etkili olmasını sağlamıştır. Buna karşın Türkiye’de din hizmetlerinin Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından tek bir merkezden yönetilmesi, İlahiyat alanında bilginin üretimi ve yayılmasında Türkiye’nin kendi entelektüel kadrolarını oluşturması ve yaklaşık 100 yıllık bir demokrasi ile yönetilme geleneğin olması, HT’nin Türkiye’de daha zayıf kalmasına neden olmuştur.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Siyaset, Hilafet, Din Sosyolojisi, Hizb-ut Tahrir, İslam Devleti
Kaynak
Harran ilahiyat dergisi (Online)
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
0
Sayı
45