3) Diğer

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    Neoliberal Küreselleşme ve Ken Yoksulluğu
    (09.11.2019) Toprak, Murat; Sevgili, Şerafettin
    Bu çalışmada ele alınan konu, neoliberal küreselleşme ve kentsel yoksulluk çerçevesinde dönüşüme odaklanmaktır. Neoliberal politikalarla birlikte devletin "sosyal" kimliğinden sıyrılması, toplumsal alanda bir çok değişimi beraberinde getirmiştir. Özellikle çalışma alanında devletin kendine ait kurumları özel sektöre devretmesiyle insanların devletten çok ulusal ve uluslararası şirketlerin otoritesine tabi olmasını beraberinde getirmiştir. Kentsel alanda ise devletler, kentsel dönüşüm adı altında yapmış oldukları projelerde, insanların yaşam alanlarını inşaat şirketlerine açmakta, devlet aracı konumunu yitirmekte, vatandaşın şirketlerin zorlamalarına maruz bırakmaktadır. Bu çalışmada eleştirel perspektiften neoliberalizme geçiş, neoliberal küreselleşmenin oluşumu, bu çerçevede kentsel yoksulluk tartışılmaktadır.
  • Öğe
    Reklam Sloganları ve Narsisizm
    (1. ULUSLARARASI YÖNETİM VE İLETİŞİM KONGRESİ, 2019) Tan, Mehmet
    Bu çalışmada, bazı reklamların narsisizm epidemisinin yayılmasına etkisi tartışılmaktadır. Reklam, bir toplumun kültürünü yansıttığı gibi reklamın söz konusu toplumun kültürüne etki etmesi de söz konusudur. Kültürel unsurları içerebildiği gibi kültürel unsurları değiştirmeye yönelik muhtevalara da sahip olabilmektedir. Ayrıca toplumsal ve bireysel alışkanlıklar üzerine etkisi yadsınamaz bir gerçektir. Reklamın etkisi, gündelik yaşamdaki tüketim pratiklerinin yanı sıra davranış ve söylemlerde görülmektedir. Kişilerarası sohbet ve konuşmalarda reklam sloganlarının kullanılması reklamın hayatımızdaki yerini göstermesi açısından önemlidir. Ticari bir faaliyet olarak reklam, bireyin ilgi ve dikkatini çekerek bireyi tüketime yöneltmektedir. Bu amaçla her reklam bir slogan üretir. Reklam sloganları kısa, öz ve etkileyici olması tercih edilir. Sloganların bu özellikler taşıması, sloganın hem kolay kullanımına hem de sık kullanımına neden olur. Böylelikle, reklam sloganının herkeste bir etki oluşturması ve her kesimin diline pelesenk olması kolaylaşır. Reklam sloganları, bireyler üzerinde farklı etkilere neden olmaktadır. Her kategoriden bireyleri etkileyecek argümanlar tercih edilmektedir. Özellikle genç nesil üzerindeki etkisi daha belirgindir. Gençler arasında gittikçe yayılan narsisizm, günümüz dünyasının bir gerçeğidir. Narsisizm tanımlamada güçlük çekilmekle birlikte bireyin kendine aşırı hayran olma ve değer verme olarak açıklamak mümkündür. Narsist birey, gösterişe önem veren ve bencil olarak nitelenen davranışlar sergiler. Birey burada benliği, kimliği, zekâsı, tarzı ve alışkanlıklarıyla diğer kişilerden kendini farklı ve üstün görür. Günümüz modern dünyası birey ve bireyselliği ön planda tutması narsisizm epidemisinin artmasına yol açar. Bazı reklam ve reklam sloganları bireyin diğerlerinden farklı olma, kendini gösterme ve tatmin olma üzerine kurulur. Çalışma, reklam sloganlarındaki narsisizm emareleri incelemeyi amaçlamaktadır. Nitel bir araştırma olarak tasarlanan çalışmada söylem analizi yöntemi benimsenmiştir. Bu amaçla bazı reklam sloganlarındaki narsisizmi çağrıştıran söylemler ortaya çıkarılmaktadır.
  • Öğe
    Değişen Zaman ve Mekân Algısı Tasarımları: Kafamda Bir Tuhaflık
    (Ankara Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi, 2019) Kanbir, Figen
    Bu çalışmada, Orhan Pamuk'un “Kafamda Bir Tuhaflık” adlı romanı, romanın karakterleri üzerinden, zaman ve mekân kavramlarının değişimiyle bir arada incelenecektir. Romanda yer alan pek çok öğe; köyden şehre göç, gecekondulaşma, şehre adapte olma, sınıf ve etnik köken çatışmaları, kutuplaşma (sağ-sol, milliyetçi-komünist, Kürt-Türk, Alevi-Sünni gibi) kavramsallaştırmaları ekseninde tartışılacaktır. Aynı zamanda roman karakterlerinin temsil etmiş oldukları ideolojilerin o günkü toplumsal ve siyasal yapının anlaşılmasında belirleyici etkinliği, çalışma boyunca, sorgulanacaktır. Böylece bireyler ve ait oldukları toplumsal bütünlük, egemen değerlerin birer yansıtıcı öğesi olacaktır. Roman boyunca ataerkil zihniyetin hâkim olduğu anlam evreninde bu, yapısal değişimleri daha rahat okumamızı sağlamaktadır. Roman boyunca İstanbul şehri, değişimlerin hem hızını hem de yönünü açığa çıkarmaktadır. Nitekim İstanbul geçmişin ve geleceğin sancılarını ve hüznünü aynı anda üzerinde taşımaktadır. Şehrin insanlarında mevcut bulunan ve geçiş halinde olan pek çok duygu, acayiplik nitelemesi ile romanın tümü üzerinde belirleyicidir. Bu da, hayal edilen ile gerçekte yaşanan arasındaki bağın kırılganlığını ve bağlayıcılığını keşfetmemize olanak tanımaktadır.