1) Kitap

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    Yahudi Kutsal Metinleri Çerçevesinde Kadın
    (Beyan Yayınları, 2021) Eroğlan, Fatih
    Dünya tarihinde önemli bir yere sahip olan ve kadim dinler arasında yer alan Yahudilik, kadının konumu ve toplumsal statüsü söz konusu olduğunda önemli bir araştırma alanı sunmaktadır. Bu alanın içinde kadının konumunu ve toplum içindeki statüsünü belirleyen faktörlerin neler olduğu konusundaki araştırmalar önemli bir yekün oluşturmuştur. Bu çalışmalar bir taraftan kadına ilişkin algıların şekillenmesinde coğrafi ve kültürel unsurların ne kadar etkili olduğu üzerinde dururken, diğer taraftan bu algıların temellendirilmesi ve şekillenmesinde Yahudi kutsal metinlerinin etkisi, tartışmaların önemli bir odağını teşkil etmiştir.
  • Öğe
    Kimyacı hakim mecrîtî
    (Grafiker yayınevi, 2017) Bozyiğit Ahmet; Bozyiğit Ahmet
    Tam adı Mesleme b. Ahmed bin Kasım bin Abdillah el-Mecrîtî’dir. Ebû’l-Kâsım künyesiyle bilinir. Bazı kaynaklarda el-Faradî, el-Hasib el-Merhît veya el-Merhîtî olarak da zikredilir. Kaynaklarda hayatı hakkında az bilgi bulunmaktadır. Madrid’de 338/950 yılında doğduğu için el-Mecrîtî olarak meşhur olmuştur. Erken yaşlarda Kurtuba'ya (Cordoba) yerleşerek matematik alimi Abdülgafir b. Muhammed'den ders aldı . Doğudaki bütün ilim meclislerini dolaşan Meslemetu’l-Mecrîtî (ö. h. 398/ m. 1007)’nin İhvan-ı Safa risalelerini Endülüs’e getiren hatta bu risalelerin özeti niteliğindeki Risâletu’l-Câmiah adlı eserin müellifi bile olduğu ifade edilmektedir. Mecrîtî, Endülüs’te matematik, astronomi, yıldızların hareketleri ile ilgilenmiş, Battani’nin takvimini kısaltarak değiştirmiş, yıldızlarla ilgili kitap yazmış, Harezmi’nin Farsça tarihini Arapçaya çevirmiş, Harezmi’nin Zîc'ini inceleyerek bazı yerlerini değiştirmiş, Batlamyus’un (M. 85-167) Almagest’i üzerinde ilk defa çalışarak talikâtta bulunarak astronomik cetvellerdeki yanlışlıkları düzeltmeye çalışmıştır. Aynı zamanda 369 (979) yılında astronomi gözlemlerinde bulunan ve matematik (riyaziyat), astronomi (felekiyat), tıp, biyoloji, zooloji, ekoloji felsefe ve kimya gibi birçok alanda eserler veren Mecrîtî, 397/1007 yılında Kurtuba’da vefat etmiştir
  • Öğe
    Molla Halîl es-Si‘irdî’nin insan tasavvuru
    (Beyan Yayınları, 2019) Bozyiğit ,Ahmet
    İslâm Felsefesinde ruh – beden düalizmi hemen hemen Müslüman filozofların tümü tarafından kabul gören bir ayırımdır. Filozofların insan psikolojisi üzerinde fikir beyan etmeleri ruh – beden ilişkisiyle bağlantılı olarak yapılmaktadır. İnsan psikolojisi hakkında konuşabilmek insan fizyolojisinin iyi bir şekilde analiz edilmesi ve anatomisinin bütünüyle bilinmesine bağlıdır. İnsan anatomisinin bilinmesi, her azasının meydana gelmesi ve işlevinin ne olduğu konusu önem arz ederken, ruhun beden üzerindeki hakimiyeti daha fazla bir ehemmiyeti haizdir. İslâm düşünürleri ruh ve bedeni tanıyarak insan psikolojisini böylece çözme yoluna gitmişlerdir. İşte bu önemli alanda çok önemli bilgiler veren düşünürlerimizden biri de Seydaların seydası Molla Halîl es-Siʻirdî’dir. Seyda Molla Halîl es-Siʻirdî her ne kadar eserlerini ağırlıklı olarak Arap Dili-Edebiyatı, Tefsir, Hadis, Kelam-Mantık ve Tasavvuf gibi alanlara hasretmişse de İslâm felsefesinin önemli alanlarından birini teşkil eden insanın anatomik, fizyolojik, biyolojik, psikolojik yapısını adeta bir tabib-filozof edasıyla inceleyerek bu bağlamda eserlerinde insan tasavvurunu ele almıştır. Seyda Molla Halîl, insanın doğumundan ölümüne kadar geçirdiği evreleri, azalarının teşekkülü, işlevleri hakkında çok detaylı ve aydınlatıcı bilgiler vermektedir. Tebliğimizin amacı Seyda Molla Halîl es-Siʻirdî’nin eserlerinden hareketle “insan tasavvuru”nu bütün açıklığıyla ortaya koymaktır.
  • Öğe
    Endülüs’ün ilk sufi filozofu:İbn Meserre
    (Grafiker yayınevi, 2017) Bozyiğit, Ahmet
    Endülüs’ün ilk mütefekkiri, ilk İslam filozofu ve sufisi hiç şüphesiz İbn Meserre’dir. İbn Meserre, doğu ziyaretlerinin dışında, hayatının önemli bir bölümünü kendi öğrencileriyle birlikte, Kurtuba Sierra’daki zaviyesinde geçirmiştir. Bu zaviyede Endülüs’ün tasavvuf ve zühd hayatının ilk örnekleri yaşanmış olsa da, İbn Meserre’nin asıl amacı, İslâm Felsefesinin temel meselelerinden din-felsefe veya akıl-vahiy arasındaki uzlaşmayı temellendirmek olmuştur. İbn Meserre kendi düşüncelerini, Meşşai filozofların sistemlerine benzer bir şekilde, Platoncu, Aristocu ve Yeni-Platoncu felsefelerden de faydalanarak, onların fizik ve metafizik argümanları üzerine, Kur’ani kavramlarla mezcederek temellendirmiştir. Şöhreti batıdan başlayıp doğuya kadar uzanan İbn Meserre’nin mistik felsefesinin Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan düşünürleri etkilediği inkâr edilemez. İbn Meserre’nin düşüncelerinden etkilenen şahsiyetler arasında İbn Berrecan, İbn Hazm, İbn Arif, İbn Kasî, İbn Rüşd, İbn Arabî, İbn Tufeyl gibi Müslüman düşünürler ile Mûsâ ibn Ezra, Yûsuf İbn Sıddik el-Kurtubî, İsmâ’îl ibn Tibbon, İbn Gabirol, wulf, Gundisalvi, Duns Scotus, Roger Bacon, Raymond Lull gibi Yahudi ve Hristiyan düşünürler yer almaktadır. Felsefî sistemi, kompleks bir geleneğin toplamı gibi gözükse de sadece basit, eklektik bir düşünür olmaktan uzak olarak İbn Meserre, bütün sistemlerdeki felsefî unsurları orijinal, aynı zamanda birtakım yeni unsurlarla birleştirmektedir. İbn Meserre’nin ilham aldığı bu yeni unsurların kaynağı, İslam dininin yegâne kaynağı Kur’an’dır. İşte bu nedenle, bütün felsefi sistemlerden yararlanması, düşünceleri bir araya getirmesinden ve birçok düşüncenin ilk mimarı olmasından dolayı İbn Meserre, sistemlerin filozofu ve ilklerin filozofu olarak İslam düşünce tarihindeki yerini almıştır.
  • Öğe
    Beyaz perdedeki kristal yalnızlık
    (Maarif Mektepleri, Aralık, 2019) Sümer, Necati
    Sinema, hayatın farklı yönlerini izleyiciye aktaran büyülü bir sanat dalıdır. İnanç ise sinemanın vazgeçilmez temasıdır. O, her dönemde kristal bir yalnızlık olarak beyaz perdeye yansır. Bu doğrultuda kitapta karşılaştırmalı bir yaklaşımla inancın edebiyat, sosyoloji, psikoloji ve dinler tarihi çerçevesinde sinemadaki izdüşümü ele alınmaktadır. Dostoyevski, Dede Korkut, Bergman, Dreyer ve Lynch yapıtlarıyla çalışmaya konu olan önemli kişilerdir. Onların yazınsal ve görsel sanat dallarındaki yapıtlarında, inancın bireyde metcezir gibi sancılı gidiş gelişi vardır. İnanç, bu yapıtlar aracılığıyla beyaz perdede bazen şiirsel bir imge bazen de çarmıha gerilen bir sembol olarak ifade bulur. Farklı disiplinler çerçevesinde sinemada inanca bakış, modern dünyanın kalbi yorgun insanı için yeni bir soluklanma olabilir. Dolayısıyla bu metin, kristal yalnızlığı yalın dinginliğe dönüştürme umudunu taşıyanlar için kaleme alınmıştır.
  • Öğe
    Selahaddin Eyyûbi ve işrak felsefesinin kurucusu sühreverdi el-maktûl
    (Beyan Yayınları, 2017) Bozyiğit Ahmet
    Kudüs’ün fatihi olarak, İslam tarihinde bir döneme adını altın harflerle yazdıran büyük şahsiyet şüphesiz ki Selahaddîn Eyyubî’dir. Ancak bu dönemin İslam düşüncesi açısından en önemli şahsiyeti de şüphesiz ki Selahaddîn’in emriyle idama maruz kalan, İslam Felsefesinde İşrakî Ekolün kurucusu büyük mütefekkir Sühreverdî el-Maktul’dur. Tarihçilere göre Selahaddîn fıkıhta Şafii, itikatta ise Eşa’rî mezhebine bağlıydı. O dönemde Mısır ve çevresinde Fatımîlerin Batınî düşüncesi ile Mutezilî düşünce hakimdi. Selahaddîn ve çevresindeki Fukaha geleneksel Ehl-i Sünnet anlayışını benimsemiş ve onun yayılması için uğraştıklarından bu düşüncelere karşıydı. Sühreverdî’nin kurucusu olduğu İşrakîyye felsefesi ise hem Eş’arîliğe hem de Mu’tezile’ye zıt olarak mânevî temizlikle Allah’ın tecellîsinin görüleceği tezini getirmiştir. Sühreverdî, kendi felsefî sistemini anlatırken bir fakîh gibi değil, bir filozof veya mutasavvıf gibi davranmıştır. Onun bu tutumu hayatına mal olmuştur. Sühreverdî’nin idam edilmesinin çeşitli sebeplerinden sözedilir. Yeni siyasi bir sistem kurmaya çalışması, dini bozması, farklı felsefî bir ekol kurmaya çalışması gibi nedenler bunlardandır.
  • Öğe
    Endülüslü Bir Filozof İbn Meserre
    (Fecr Yayınevi, 2017) Bozyiğit, Ahmet
    Endülüs’ün ilk mütefekkiri, ilk İslam filozofu ve sufisi hiç şüphesiz İbn Meserre’dir. İbn Meserre, doğu ziyaretlerinin dışında, hayatının önemli bir bölümünü kendi öğrencileriyle birlikte, Kurtuba Sierra’daki zaviyesinde geçirmiştir. Bu zaviyede Endülüs’ün tasavvuf ve zühd hayatının ilk örnekleri yaşanmış olsa da, İbn Meserre’nin asıl amacı, İslâm Felsefesinin temel meselelerinden din-felsefe veya akıl-vahiy arasındaki uzlaşmayı temellendirmek olmuştur. İbn Meserre kendi düşüncelerini, Meşşai filozofların sistemlerine benzer bir şekilde, Platoncu, Aristocu ve Yeni-Platoncu felsefelerden de faydalanarak, onların fizik ve metafizik argümanları üzerine, Kur’ani kavramlarla mezcederek temellendirmiştir. Şöhreti batıdan başlayıp doğuya kadar uzanan İbn Meserre’nin mistik felsefesinin Müslüman, Yahudi ve Hıristiyan düşünürleri etkilediği inkâr edilemez. İbn Meserre’nin düşüncelerinden etkilenen şahsiyetler arasında İbn Berrecan, İbn Hazm, İbn Arif, İbn Kasî, İbn Rüşd, İbn Arabî, İbn Tufeyl gibi Müslüman düşünürler ile Mûsâ ibn Ezra, Yûsuf İbn Sıddik el-Kurtubî, İsmâ’îl ibn Tibbon, İbn Gabirol, wulf, Gundisalvi, Duns Scotus, Roger Bacon, Raymond Lull gibi Yahudi ve Hristiyan düşünürler yer almaktadır. Felsefî sistemi, kompleks bir geleneğin toplamı gibi gözükse de sadece basit, eklektik bir düşünür olmaktan uzak olarak İbn Meserre, bütün sistemlerdeki felsefî unsurları orijinal, aynı zamanda birtakım yeni unsurlarla birleştirmektedir. İbn Meserre’nin ilham aldığı bu yeni unsurların kaynağı, İslam dininin yegâne kaynağı Kur’an’dır. İşte bu nedenle, bütün felsefi sistemlerden yararlanması, düşünceleri bir araya getirmesinden ve birçok düşüncenin ilk mimarı olmasından dolayı İbn Meserre, sistemlerin filozofu ve ilklerin filozofu olarak İslam düşünce tarihindeki yerini almıştır.
  • Öğe
    Dinlerde İntihar, Şehitlik ve Ötanazi
    (Ankara Okulu Yayınları, 2005-07-01) Sümer, Necati
    İnsanlık tarihi boyunca her toplumda başvurulan bir ölu¨m biçimi olan intihar, çok boyutlu psikososyal bir olgudur. Yabancılaşma, melankoli, dinsel korkular, zihinsel hastalık, aşağılanma, engellenme, aşk, keder, onur ve kendini ifade etme öne çıkan belli başlı intihar sebepleridir. Her toplumda insanlar bu tu¨r nedenlerle çeşitli şekillerde hayatına son verebilmiştir. Fakat intiharda asıl önemli olan nokta, kişinin kendini öldu¨rme duygusuna kaptırmasıdır.