Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Koç, Sevgi" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Comparative analysis of Syrian refugee students’ and Turkish students’ metaphorical perceptions of English learning
    (2017) Memduhoğlu, Hasan Basri; Çelik, Şehnaz Nigar; Koç, Sevgi
    Problem Durumu Statement of The Problem Metaphors have been described in many different ways in different studies. Metaphors is broadly defined as “any comparison that cannot be taken literally” (Bartel, 1983). According to Lakoff and Johnson (1980) “The essence of metaphors is understanding and experiencing one kind of thing in terms of another”. The value of a metaphorical conceptualization is that it transfers characteristics of what is known to what is less known in a way that promotes understanding (Ortony, 1993). Traditionally metaphors have been viewed as figures of speech that embellish the speaker’s language. More recently, psychologists and linguists began recognizing metaphors as an “important tool of cognition and communications” (Ortony & Fainsilber, 1989) that reflects “images of social phenomenon” (Morgan, 1983) through “mapping two often incompatible domains into one another” (Kramsch, 2003). In other words, metaphor could be viewed as a cognitive means for people to filter reality through their own mental images of real world phenomena (Nikita ve Furuoka, 2008). Educational researchers are frequently asking questions about how better to understand educational theory and practice. Therefore, through the years, they have employed a variety of both quantitative and qualitative tools to understand the perceptions about education. Metaphors are one of these tools that is commonly used to reveal the students’ or teachers’ perceptions and beliefs about curricula, concepts or the changing paradigm in education system. English is a compulsory course at the first and second semester of all departments in Yuzuncu Yil University. Yuzuncu Yil University, which hosts many foreign students that are generally from the Middle East countries is situated in the eastern part of Turkey and border to Iran. With the rise of conflicts in Syria and the Law on Foreigners and International Protection which gives the Syrian refugees the equal rights to health and education, the number of refugees in Turkey has reached to 2,5 million (Emin, 2016). Yuzuncu Yil University hosts 301 Syrian refugee students who have enrolled to Yuzuncu Yil University to continue their higher education since 2013 with the rise of the conflicts in their country. English is taught as a foreign language in Turkey and as the medium of instruction in Yuzuncu Yil is Turkish, Syrian refugee students have to learn both Turkish and English as foreign languages. It is observed that Syrian students display a positive attitude towards English courses comparing to other compulsory courses. According to Horwitz (1987), studying learner beliefs about language learning is important not only because such beliefs may influence students’ expectations for and commitment to their language learning, but also because such beliefs may be more susceptible to change than cognitive style variables or affective variables such as attitudes and motivation. As a research instrument in educational studies, metaphors provide several important and unique qualities. In the field of education, most studies employ metaphor or metaphor analysis as a research tool to describe the philosophy of education, shifts in education policies and the curriculum theory. To this end, in this study, metaphor is used as a research tool to depict the students beliefs and attitudes about English language learning. By revealing the learning experiences they have encountered by metaphor conceptualization the study aims to make a comparison between Syrian Refugee students’ and Turkish students’ perception of English language learning. Araştırma Yöntemi In this qualitative study, metaphor analysis was employed to reveal the students’ beliefs and learning experiences of English. The participants were 60 Syrian refugee students and 60 Turkish students at Yuzuncu Yil University in 2nd semester of the academic year 2016/2017. Photocopied forms with an incomplete sentence written in Turkish “Learning English is like…, because..” were distributed to the students.The students were asked to concentrate on only one metaphor to describe learning English. The resemblance between the metaphor topic (learning English) and the metaphor vehicle (the required response) was emphasized through the use of the word “like”. The resemblance was expected to be clarified through the use of the word “because”. By doing this, participants implicit beliefs were expected to be explicit. The analysis of the data followed the methodology of metaphor analysis. Metaphor analysis is essentially a qualitative research methodology related to content analysis, but it also allows researchers to apply a quantitative procedures on categorical data, resulting from the uncovering of the meanings and reasoning beneath those consciously set forth by the participants in each metaphorical relationship (Moser, 2000). The analysis of the metaphors consisted of the following stages: (1) naming/labelling, (2) sorting, (3)metaphor compilation &categorization, (4) inter-rater reliability. For the reliability of the study, a lecturer was asked to categorize all metaphors into specified conceptual themes again by using compilation of metaphors list and conceptual categories list. The formula (Reliability= Agreement/Agreement +Disagreement X100) formed by Miles and Huberman (1994) was used to estimate the inter-coder reliability rate. Beklenen/GeçiciSonuçlar Expected Results: By analysing the metaphorical conceptualization of English language learning, the students’ attitudes and the experiences of language learning are aimed to be revealed. In this way, by revealing the possible problems, students encountered during language learning process, the precautions can be taken to foster their learning. The second expected result is about the Syrian refugees students’ observed positive attitudes towards English. In this study, the observed positive attitude together with its reasons are expected to be revealed and transferred to language instruction. Furthermore, the cultural motivation of Turkish and Arabic students behind the use of metaphors are also going to be explored.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Öğretmen adaylarının bilimsel epistemolojik inançları: karma yöntem çalışma
    (2014) Koç, Sevgi; Memduhoğlu, Hasan Basri
    Pozitivizm ötesi paradigmanın ortaya çıkmasıyla bilginin kesinliği, genellenebilirliği yön değiştirmiş ve bilgi; birbiriyle ilintili, özne merkezli, görüş açısının yer aldığı ve birey tarafından yorumlanan ve oluşturu-lan bilgiye dönüşmüştür. Bilim öğretiminde yapılandırmacı epistemoloji ideal olarak görülür. Epistemoloji, bilimsel bilginin tartışma ve yorumlara açık pek çok farklı süreçten geçerek oluştuğuna inanan öğrenciler yetiştirilmesi gerektiğine işaret eder. Yine bu inanca sahip bireyler pozitivist inanca sahip olanlara göre bil-giyi daha uzun süre saklayabilmekte ve daha yeni fikirler oluşturabilmektedir (Buehl, 2003). Epistemolojik inançları gelişkin bireylerin akademik başarılarının daha yüksek olduğu, daha etkili öğrenme alışkanlıkla-rına sahip oldukları, yeni karşılaştıkları bilgileri ne düzeyde kavradıklarını denetlemede daha başarılı ol-dukları da belirtilmektedir (Schommer, 1990). Bu alandaki çalışmalar da öğrencileri etkin bir epistemolojik inanca sahip kılma üzerine yoğunlaşmaktadır. Epistemolojik inançları gelişmiş öğrenciyi yetiştirecek olan öğretmen adaylarının bu inanca sahip olup olmadıklarının belirlenmesi de bu noktada önem taşımaktadır. Epistemolojik inançlar bir öğretmenin öğretim yöntemi, sınıf yönetimi gibi boyutlarda vereceği kararları ve seçimleri de etkiler. Bu çalışmada ise inanç sistemi içinde önemli bir yere sahip olan ve etkili bir öğretimde önemli bir değişken olduğu düşünülen geleceğin öğretmenleri öğretmen adaylarının bilimsel epistemolo-jik inançları odak noktası olarak düşünülmüştür. Bu bağlamda öğretmen adaylarının bilimsel epistemolo-jik inançlarının ne düzeyde oldukları tespit edilip çeşitli değişkenler açısından değerlendirilecektir. Ayrıca yarı yapılandırılmış görüşme mülakatlarıyla öğretmen adaylarının epistemolojik inançları derinlemesine araştırılmaya çalışılmıştır. Araştırmanın Amacı Bu çalışmada öğretmen adayı üniversite öğrencilerinin epistemolojik inançlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada bu genel amaç doğrultusunda aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır: 1. Öğrencilerin bilimsel epistemolojik inançları nasıldır? 2. Öğrencilerin bilimsel epistemolojik inançları; sınıf düzeyi, cinsiyet, okumakta oldukları bölüm değişkenlerine göre, anlamlı bir farklılık göstermekte midir? 3) Nicel yöntemle elde edilen veriler, nitel yöntemle elde edilen verilerle örtüş-mekte midir?Yöntem Araştırmanın Modeli İlişkisel tarama modelindeki bu araştırma nicel ve nitel yöntemlerin birlikte kul-lanıldığı karma yöntemle yapılmıştır. Bu kapsamda seçilen çalışma grubuna önce ölçek uygulanmış, son-rasında çalışma grubundan bir grup katılımcı ile yarı yapılandırılmış görüşme yapılmıştır. Çalışma Grubu Araştırmanın çalışma grubu 2012-2013 eğitim-öğretim yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi fen bilimleri alanlarından fen bilgisi öğretmenliği ile fizik öğretmenliği bölümlerinde öğrenim görmekte olan toplam 280 öğrenciden oluşmaktadır. Her iki bölümün tüm sınıflarında okuyan öğrenciler çalışmaya dahil edilmiştir. Ancak fizik öğretmenliğinin birinci sınıfında öğrenci bulunmadığından bu sınıf çalışmaya dahil edilmemiştir. Buna göre fen bilgisi öğretmenliğinde birinci sınıftan dördüncü sınıfa, fizik öğretmen-liğinde ikinci sınıftan beşinci sınıfa kadar tüm sınıflar çalışmaya dahil edilmiştir. Böylelikle, yükseköğretim süreci içinde, üniversite eğitiminin öğrencilerin epistemolojik inançları üzerindeki etkisinin ve yarattığı de-ğişimin belirlenmesi amaçlanmıştır. Verilerin Toplanması ve Çözümlenmesi İlk olarak; Schommer (1990), tarafından geliştirilen, Tüzün ve Topçu (2008) tarafından Türkçe ye uyarlanan ve öğrencilerin epistemolojik inanç ifadelerine katılım düzeylerinin belirlemeye yönelik beşli Likert türü bir derecelendirme ölçeği uygu-lanmıştır. Sonrasında ise; 24 kişi ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşme mülakatları yazılı dokumanlar halinde elde edilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme mülakatlarından elde edilen bulgular, Schommer (1990), tarafından geliştirilen, Tüzün ve Topçu (2008) tarafından Türkçe ye uyarlanan ve faktör analizi yaptığı kategorilerden oluşmuş epistemolojik inanç ölçeği sorularından oluşmuştur. Elde edilen bulgular neticesinde sonuçlar literatürle karşılaştırılarak öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KOPYA ÇEKMEYE YÖNELİK GENEL EĞİLİMLERİNİN BELİRLENMESİ
    (2021) Koç, Sevgi; Memduhoglu, Hasan Basri
    Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin kopya çekmeye yönelik eğilimleri çeşitli değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırma ilişkisel tarama modelindedir. Örneklem grubu tabakalı ve uygun örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Örneklem grubu (n =) 1220 kişiden oluşmaktadır. Araştırma verileri Koç ve Memduhoğlu tarafından “kopya çekmeye yönelik eğilim ölçeği” geliştirilerek toplanmıştır. Veriler, açımlayıcı faktör analizi (AFA), betimsel istatistikler ve fark istatistikleri (ANOVA ve t testi) ile analiz edilmiştir. Üniversite öğrencilerinin kopya çekmeye yönelik eğilimlerinin orta düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğrencilerin kopya çekmeye yönelik eğilim ölçeğinin toplamında, dışsal kaynaklı eğilim ve içsel kaynaklı eğilim boyutunda erkek öğrenciler kadın öğrencilerden daha fazla kopya çekmeye eğilim göstermişlerdir. Öğrencilerden sıklıkla devamsızlık yapanların nadiren devamsızlık yapanlara oranla kopya çekmeye yönelik eğilimlerinin daha yüksek olduğu sonucu elde edilmiştir. Diş hekimliği ile eğitim fakültesi öğrencilerinin kopya çekmeye yönelik eğilimlerinin yüksek düzeyde olduğu ve diğer fakültelerden farklılaştığı belirlenmiştir. İlahiyat ve tıp fakültesi öğrencilerinin kopya çekme eğilimlerinin ise düşük düzeyde olduğu belirlenmiştir. Baba eğitim durumunun öğrencilerin kopya çekmeye yönelik eğilimleri üzerinde önemli bir etkisinin olmadığı anlaşılmıştır. Mezuniyet sonrası mesleki ideali akademisyenlik olan öğrencilerin diğer öğrencilere göre kopya çekmeye yönelik eğilimlerinin daha düşük düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ nde öğrenim gören Suriyeli sığınmacı öğrencilerin eğitime ilişkin görüşleri: Umutlar, sorunlar ve beklentiler
    (2017) Memduhoğlu, Hasan Basri; Koç, Sevgi; Çelik, Şehnaz Nigar
    Problem Durumu 2010 yılının Aralık ayında Tunus’ta başlayan Arap Baharı Arap dünyasında hızla yayılarak 2011’ de Suriye’ ye sıçramıştır. 5 yılı aşkın süredir devam eden yoğun şiddet ve çatışma ortamından kaçan pek çok Suriye vatandaşı Türkiye’nin de aralarında bulunduğu komşu ülkelere sığınmışlardır. Türkiye, bu süreçte izlemiş olduğu açık kapı politikasıyla Suriye ile arasındaki sınır kapısını açmış ve sığınmacıları kabul etmiştir. Göç İdaresi Genel Müdürlüğü (GİGM) verilerine göre 29 Ocak 2016 tarihi itibariyle kamp içinde ve dışında Türkiye’de toplam 2 milyon 582 bin Suriye vatandaşı bulunmaktadır. Bunların 269 bini AFAD tarafından 10 ilde kurulan 25 barınma merkezinde, geri kalan 2 milyon 313 bini ise kamp dışında yaşamaktadır (GİGM, 2016). UNICEF, (2015) verilerine göre, Türkiye’ ye göç eden Suriyelilerin 1.182.261’ i çocuklardan oluşmaktadır. Türkiye’ deki Suriyelilerin yaklaşık yüzde 54’ü 0-18 yaş aralığındadır. Türkiye’ ye gelen Suriyelilerin 269 bini AFAD tarafından 10 ilde kurulan 25 çadır ve konteyner kentlerden oluşan barınma merkezlerinde, geri kalan 2 milyon 313 bini kamp dışında yaşamaktadır. Suriyelilerin yaklaşık yüzde 85 gibi büyük bir kısmı ülkenin farklı illerinde kamp dışında sistematik olmayan bir şekilde dağılmış durumdadır. Suriyelilerin yoğun olarak bulunduğu ilk üç il ise Şanlıurfa, Hatay ve İstanbul olmuştur. UNICEF’in verilerinden de anlaşılacağı üzere, Türkiye’ye gelen Suriyeli sığınmacıların çoğunluğu zorunlu eğitim yaşındadır. Bu durum sığınılan ülkenin belirtilen yaş aralığındaki bireylerin eğitim ihtiyaçlarına yönelik bir takım önlemleri almasını zorunlu kılmıştır. Bu kapsamda, 2014’ te Türkiye’ de yaşayan yabancı, mülteci ve sığınmacılar yönelik kapsamlı yasal düzenleme hazırlanarak, Nisan 2014’ te 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Yönetmeliği sayesinde Suriyeliler sağlık, eğitim ve sosyal yardım hizmetlerine erişim hakkı elde etmişlerdir. 2013 yılından itibaren Yüzüncü Yıl Üniversitesinde farklı bölümlerde öğrenim görmek amacıyla 301 Suriyeli öğrenci eğitim hakkı kazanmışlardır. Bu süreçte üniversitelerde öğretim hayatına devam eden üniversite öğrencisi Suriyeli sığınmacılar çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadır. Bu çalışma, 2011 yılı ve sonrasında ülkelerindeki giderek artan şiddet sonucu Suriye’den Van’ a göç etmek zorunda kalmış; farklı sınıfsal, etnik, dinsel ve dilsel yapıdaki Suriyeli mülteci öğrencilerin Van ilinde kurmaya çalıştıkları yeni hayatla birlikte hayata devam etme sürecinde eğitim hayatında yaşadıkları sorunları incelemek amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında, üniversite öğrenimine Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ nin çeşitli fakülte ve bölümlerinde devam eden Suriyeli sığınmacı öğrencilerin yaşadıkları sorunları tespit etmek ve bu sorunlara dair öğrencilerin beklentilerinin ve umutlarının incelenmesi hedeflenmiştir. Araştırma Yöntemi Bu araştırma, Suriyeli sığınmacıların üniversite öğrenimleri sürecinde eğitime ilişkin görüşlerini umutlarını ve beklentilerini belirlemek amacıyla nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme yöntemi kullanılarak yapılması hedeflenmiştir. Araştırmanın örneklemini 2016-2017 akademik yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi farklı bölüm ve sınıflarında olan üniversite öğrencisi Suriyeli sığınmacılardan oluşturmaktadır. Çalışma grubu seçilirken amaçlı örnekleme yöntemi kullanılarak yaklaşık 10 ile 15 öğrenciye ulaşılması hedeflenmektedir. Amaçlı örnekleme yönteminde önceden belirlenmiş bir dizi ölçütü karşılayan durumların çalışılması ile belirlenen örnekleme türüdür (Yıldırım ve Şimşek, 2006). Araştırmanın verileri, nitel araştırma yöntemlerinden biri olan yarı yapılandırılmış görüşmelerle, açık uçlu sorulardan oluşan ve çeşitli kişisel bilgileri içeren görüşme formu yardımıyla toplanacaktır. Yarı yapılandırılmış görüşmeler, her bir bireyle yaklaşık 30 dakikalık ses kaydıyla yapılan görüşmelerden oluşmaktadır. Elde edilen veriler, betimsel analiz yöntemiyle analiz edilecektir. Yıldırım ve Şimşek (2006), betimsel analizde verilerin araştırma sorularının ortaya koyduğu temalara göre düzenlenebileceği gibi, görüşme ve gözlem süreçlerinde kullanılan sorular ya da boyutlar dikkate alınarak sunulabileceğini belirtmişlerdir. Belirlenen temalara ilişkin boyutlar doğrudan alıntılamalara yer verilerek incelenecektir. Bu bağlamda hazırlanan görüşme formu kişisel bilgiler ve 5 açık uçlu sorudan oluşmaktadır. Araştırmada, Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğrenim görmekte olan Suriyeli sığınmacıların öğrenim yaşamında yaşadıkları sorunlar; yönetsel, arkadaş çevresi, öğretim üyeleri, olanaklar boyutlarında, hazırlanan açık uçlu sorulara verdikleri cevaplar betimsel içerik analizi ile kategorilendirilecektir. Ayrıca, üniversitedeki Suriyeli sığınmacı öğrencilerin beklentileri ve umutları diğer bir tema olarak belirlenmiştir. Bu tema ile öğrenme öğretme sürecinden beklentileri, öğretim üyelerinden beklentileri, kurumdan beklentileri, eğitim hayatından beklentileri gibi kategorilerle çözümlemeler yapılacaktır. Suriyeli sığınmacıların yaşadıkları sorunların çözümüne yönelik önerileri değerlendirilerek, öğrencilerin üniversite öğrenim süreçlerine katkıda bulunulması beklenmektedir. Beklenen/GeçiciSonuçlar Beklenen Sonuçlar: Çalışmanın yönteminde belirlenen; “Suriyeli sığınmacı öğrencilerin öğrenim yaşamında yaşadıkları sorunlar; yönetsel, arkadaş çevresi, öğretim üyeleri ve sağlanan olanaklar” kategorilerinde öğrencilerin deneyimlerini paylaşmaları beklenmektedir. Ayrıca öğrencilerin Yüzüncü Yıl Üniversitesi tercih etme nedenleri ve üniversitede kendilerini mutlu eden etmenlere yönelik sorular sorularak öğrencilerin kurumda kalma durumları incelenecektir. Bu çalışma sonucunda elde edilen verilerle birlikte Yüzüncü Yıl Üniversitesinde öğrenim gören sığınmacı öğrencilerin karşılaşabilecekleri ve öğrenim hayatlarını olumsuz etkileyebilecek durumlara yönelik üniversite yönetiminin aldığı tedbirler araştırılarak öğrencilerin öğrenim sürecine etkin katılımlarını sağlayabilmek amacıyla ileriye dönük çalışmalara zemin hazırlaması hedeflenmektedir. Çalışma sonucunda, çeşitli şiddet olayları nedeniyle ülkelerinden mecburen ayrılmak zorunda kalan ve yükseköğretime devam etmek isteyen öğrencilerin yaşayabilecekleri sıkıntılar ile olası olumlu deneyimler tespit edilerek ileriye dönük farklı eğitim kurumlarında da kullanılabilecek verilerin sağlanması beklenmektedir

| Siirt Üniversitesi | Kütüphane | Açık Bilim Politikası | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Siirt Üniversitesi Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanlığı, Siirt, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim