Yazar "Abdurrahman ECE" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Boşama Hakkındaki Bir Hadisin Tahlili(2018) Abdurrahman ECEKur’an-ı Kerim’de Allah’a ibadet emredildikten sonra, anne babaya ihsânda bulunmak emredilmiş, ebeveyne “öf” diyerek surat asmak dahi yasaklanmıştır. Buna paralel olarak hadislerde de Allah’ın rızasının anne-babanın rızasında olduğu zikredilerek onlara itaatin ehemmiyeti dile getirilmiştir. Peki, anne babaya “talâk” yani boşama konusunda da itaat etmek gerekli midir? Bu makalede, babasının talebi üzerine Hz. Peygamber’in İbn Ömer’e “eşini boşa” dediği bir rivayet, tespit ve anlama bağlamında ele alınmıştır. Konu hakkında âlimlerin görüşleri de verildikten sonra rivayet farklı bir açıdan değerlendirilerek doğru anlaşılması amaçlanmıştır.Öğe EL-MALATÎ’NİN EHL-İ SÜNNET’İ SAVUNMA VE DİĞER FIRKALARI REDDETME BAĞLAMINDA KULLANDIĞI BAZI RİVAYETLER(Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, 2018) Abdurrahman ECEolan Ebü’l-Hüseyin el-Malatî’dir. O, et-Tenbîh ve’r-Red alâ Ehli’l-Ehvâi ve’l-Bida’ adlı eserini bu amaçla kaleme almıştır. Eserinde Ehl-i Sünnet’in hak, diğer fırkaların ise bâtıl olduğunu ayetler yanında birçok rivayetle ortaya koymaya çalışmıştır. Eserin bu alanda yazılmış en eski çalışmalardan biri olması hasebiyle müellifin gerek Ehl-i Sünnet’i savunma gerekse diğer fırkaları eleştirme bağlamında zikrettiği rivayetler kanaatimizce önemlidir. Çalışmada bu rivayetlerden öne çıkanlar ele alınmıştır. Ayrıca bazı fırkaların sahâbe’ye yaklaşımını doğru bulmayan el-Malatî’nin sahâbe hakkındaki görüşü ve bu bağlamda zikrettiği rivayetlere de kısmen değinilmiştir. Değişik fikir ve düşüncedeki birçok grup ve cemaatin halen var olduğu günümüzde, çalışmanın, ilim ehline rivayetlere daha geniş açıdan bakma ufku kazandıracağı kanaatindeyiz.Öğe HADİSLERİN HADİSLERLE ANLAŞILMASI(Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2018) Abdurrahman ECEHadislerin, Kur’an’ın beyânı olduğu ve bu bağlamda, Allah tarafından ifade buyurulmuş bazı hususların Hz. Peygamber tarafından mücmelin tafsili, mutlakın takyîdi ve umûmun tahsisi şeklinde açıklandığı bilinmektedir. Her ne kadar hadislerin böyle bir yönü olsa da muhtevalarında açıklanması gerekenlerin olduğu bir gerçektir. Bunları en doğru şekilde açıklayacak olan kişi hiç şüphesiz o sözlerin sahibidir. Daha sonra onları kendisinden dinleyen ve uygulamasına şahit olan sahâbîlerdir. Hz. Peygamber, insanlara hitap ederken bilgi seviyelerini dikkate almış, bazen çok veciz konuşurken bazen de söylediklerini açıklama ihtiyacı hissetmiştir. Bu çalışmada Hz. Peygamber’in bazı hadislerinin, diğerlerinin açıklaması mahiyetinde olduğu, bu şekildeki hadisleri doğru anlamak için onları birlikte değerlendirmek gerektiği örneklerle ortaya konulmaya çalışılmıştır.Öğe MESCİTLER İLE ÇARŞI VE PAZARLARI NİTELEYEN BİR RİVAYETİN TAHLİLİ(İhya Uluslararası İslam Araştırmaları Dergisi, 2018) Abdurrahman ECEYüce Dinimiz dünya ve ahiret arasında dengeli bir hayat yaşamayı tavsiye eder. Bu bağlamda mescitler adeta ahiret için Allah’a ibadet etme mekânları iken, çarşı ve pazarlar ise insanların rızık temin etmek için çalıştıkları ve ihtiyaçlarını temin ettikleri mekânlardır. Mescitler ve pazarlar inanan insanlar için ruh ve beden gibi hayatın vazgeçilmezleridir. Dün olduğu gibi bugün de öyledir. Dünya ve ahiret huzuru için ikisi de gereklidir. Hz. Peygamber’e isnâd edilen bir rivayette mescitler Allah’ın en sevdiği yerler olarak nitelendirilirken, çarşı ve pazarlar en çok buğz ettiği yerler olarak zikredilmiştir. Bir problem gibi görülen bu durumun çözülmesine ve rivayetin doğru anlaşılmasına katkı sağlaması amacıyla bu rivayet tahlil edilmeye çalışılmıştır. Rivayetin geçtiği kaynaklar tespit edildikten sonra önce senet yönünden sonra da metin bakımından tenkide tabi tutulmuştur. Neticede rivayet genel bir değerlendirmeye tabi tutulmuşturÖğe MOLLA HALİL ES-SİʿİRDÎ’NİN HZ. PEYGAMBER TASAVVURU(e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2018) Abdurrahman ECEHz. Peygamber’i anlama ve anlatma çalışmaları inanan ilk nesil olan sahâbe ile başlamış ve günümüze kadar inkıtaa uğramadan devam etmiştir. Şifâhî başlayan bu çalışmalar zamanla yerini müstakil eserlere bırakmıştır. Âlimler, Hz. Peygamber hakkında bildiklerini ve Peygamber anlayışlarını eser haline getirerek sonraki nesillere miras bırakmışlardır. İnananların peygamber tasavvurunda bu eserlerin etkisi inkâr edilemez. Günümüzdeki Müslümanların peygamber tasavvurunda etkili olduğunu düşündüğümüz âlimlerden biri, ülkemizin yetiştirdiği 18. yüzyılın son yarısı ile 19. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan Molla Halil es-Siʿirdî’dir. O, peygamber tasavvurunu anlatmakla kalmamış, “Mahsûlü’l-Mevâhibi’l-Ahadiyye fi’l-Hasâisi ve’ş-Şemâili’l-Ahmediyye” adlı eseriyle bunu kalıcı hale getirmeye çalışmıştır. Bu çalışmada Molla Halil es-Siʿirdî’nin sözü geçen eseri çerçevesinde, Hz. Peygamber’i nasıl anladığı ve nasıl bir peygamber tasavvuruna sahip olduğu tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma neticesinde onun ve yaşadığı çevrenin peygamber tasavvuru hakkında bir fikrin ortaya çıkacağı kanaatindeyiz.Öğe MÜŞKİL VE MÜTEŞÂBİH HADİSLERİ YORUMLAMA İLKELERİ: İBN FÛREK ÖRNEĞİ(e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi, 2018) Abdurrahman ECEYüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de kendisi için, “O’nun misli/benzeri hiçbir şey yoktur” (Şûrâ, 42/11) “Hiçbir şey O’na denk ve benzer değildir” (İhlâs, 112/4) buyurduğu için ilk dönemden beri haberî sıfatlara dair müşkil ve müteşeâbih rivayetler, âlimlerin zihnini meşgul etmiştir. Onlar nezdinde anlaşılması en zor rivayetlerin bunlar olduğu söylenebilir. Bu rivayetlerin nasıl anlaşılması gerektiği, aynı zamanda Ehl-i Sünnet ile Ehl-i Bid’at’in ihtilafa düştüğü önemli konulardan birisidir. Ehl-i Sünnet âlimlerine göre Ehl-i Bid’at, bu rivayetleri ya hepten reddetmiş ya da hakiki manalar vermek suretiyle Allah hakkında teşbih ve tecsîme düşmüştür. İki yaklaşımı da yanlış gören Ehl-i Sünnet âlimleri de bu rivayetlere iki şekilde yaklaşmıştır. Bir kısmı rivayetlerin te’vil edilmesine karşı çıkıp onları olduğu gibi kabul ederken, diğer kısmı Allah’ın zat ve sıfatlarına yakışır yorumlar getirmeyi uygun görmüştür. Dördüncü asrın önemli âlimlerinden biri olan İbn Fûrek, ikinci görüşün daha isabetli olduğuna inanmış ve “Müşkilü’l-Hadîs ve Beyânüh” adlı eserini bu anlayışla kaleme almıştır. O, eserinde anlaşılmaları zor birçok müşkil ve müteşâbih hadisi, Kur’an’ı Kerim’in muhkem ayetleri doğrultusunda te’vîl ederek, teşbih ve tecsîm inancının önüne geçmeye çalışmıştır. Bu çalışmada İbn Fûrek’in, hayatı ve eseri hakkında bilgi verildikten sonra, onun müşkil ve müteşâbih rivayetleri yorumlama ilkeleri tespit edilmeye çalışılmıştır.