Yazar "Yeşil, Selman" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Arap Dilinde İ‘lâl Kuralları ve Uygulamalı Örnekleri(2019) Yeşil, SelmanFiil, Arap dilinde cümleyi oluşturan temel unsurlardan biridir. Fiillerin ifade ettiği anlamlara göre kullanıldığı kipleri ve çekim esnasında geçirdiği değişimleri ele alan bilim dalına ‘Sarf ilmi’ denir. Arapçada kökeninde ‘illet harfleri’ olan elif (?), vâv (?), yâ (?) harflerini barındıran ve ‘mu‘tel’ olarak isimlendirilen fiillerin çoğu i‘lâle/değişime uğramaktadır. Bu değişim, özellikle Arapçayı sonradan öğrenenler için uygulanması zor bir hususu teşkil ettiği gibi zihinlerde Arapça öğrenimi açısından aşılmaz bir engel olarak da görülmektedir. Arapçada fiillerdeki değişim iki ana bölümde incelenebilir. Birincisi genel ilkeler çerçevesinde ve hemen hemen tüm örneklerde gelişen değişimlerdir. Bu tür değişimlere ‘Sarfî/kıyâsî değişimler’ denilir. İkinci tür değişim ise kurala dönüşmemiş ve lokal düzeyde kalmış değişimlerdir. Bu tür değişimlere de ‘Lugavî/ semâ‘î değişimler’ denilir. Çalışmada ilke olarak sarfî değişimler ele alınacaktır. Fonetik uyumu amaçlayan değişimin Arap dilini sonradan öğrenenler için bazı zorluklar barındırdığı da bir gerçektir. Ancak fiillerdeki değişimin nedenleri ve hemen hemen tüm örneklerdeki yeknesaklığı göz önünde bulundurulduğunda söz konusu değişimin tamamen belirli kurallar ekseninde geliştiği görülecektir. Bu kuralların bilinmesiyle örneklerdeki değişimin nedenleri de anlaşılacaktır. Bu amaçla çalışmamızda Arapça fiillerdeki i‘lâl kurallarının perde arkası irdelenecek ve söz konusu kuralların geçerliliği örnekler ışığında incelenecektir.Öğe ARAPÇA VE TÜRKÇEDEKİ ANLATIM BOZUKLUKLARININ ORTAK NOKTALARI(2019) Yeşil, SelmanYakın ilişkilere sahip toplumların dillerinin karşılıklı etkileşime maruz kaldığı hususu kabul gören bir gerçektir.Dilbilimcilergenelolarakbu etkileşimi kelime alışverişleri ve türetimi gibi açılardan ele almıştır. Çalışmamızda, sınırdaş ve dindaş olmanın yanı sıra asırlarca birlikte yaşamış ve yaşamaya devam eden Arapların ve Türklerin dilleri, anlatım bozuklukları açısından karşılaştırılacaktır. Zira ortak sözcükler gibi ortak hatalar da etkileşimin bir ispatıdır. Böylece genelde dilin temel mantığından ve kullanılan ortak kelimelerden hareketle yapılan karşılaştırmaya farklı bir açıdan yaklaşılmış olacaktır. Bu da dil öğrenimi açısından olumlu etkisi olan ‘diller arasında karşılaştırma’ yapabilme imkânı verecektir.Çalışmada iki ana amaca yoğunlaşılmıştır. Birincisi her iki dilde bulunan dil hatalarının ortak paydalarını bulup etkileşimin olumsuz yönünü ortaya koymak, ikincisi ise yapılan bazı hataları açığa çıkararak dillerin korunmasına katkı sunmaktır. Ana hatlarıyla dilin ele alındığı girişten sonra konu, anlatım bozuklukları ve imla hataları olmak üzere iki ana başlığa bölünmüş, anlatım bozuklukları da kendi içerisinde tali başlıklara sahip olan yapısal ve anlamsal bozukluklar olmak üzere iki temel başlıkta ele alınmıştır. Son olarak da her iki dildeki imla/yazım hataları örnekler ışığında incelenmiştir.Öğe K?SIM B. ABDULLAH EL-KONEVÎ ve “ENÎSÜ’L-FUKAH?” ADLI ESERİ(2020) Yeşil, Selmanİslam Dünyası’nda tarih boyunca farklı nitelik ve özellikte eser türleri ortaya çıkmıştır. Bu eser türlerinden biri de bilimsel dil birliğinin sağlanmasına yönelik olarak ortaya çıkan terim sözlükleridir. Bu sözlükler kelimelerin terim anlamını konu edinen eserlerdir. Bu eserlerden bir tanesi de Anadolu’da yetişmiş Osmanlı alimlerinden K?sım b. Abdullah el-Konevî (öl. 978/1571) tarafından telif edilen Enîsü’l-fukah? adlı eserdir. Çalışmamızda alanında önemli bir boşluğu doldurmuş olmasına karşın hak ettiği ilgiyi görmediğini düşündüğümüz söz konusu eser ve yazarı hakkında detaylı bilgi verilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında öncelikle yazarın hayatı ele alınmış, ardından da alan bazlı sözlükler hakkıdan tür, içerik ve gelişim süreci açısından okuyucuya kısa bir bilgi sunulmuştur. Çalışmanın ana unsuru olan Enîsü’l-fukah? adlı eser; metot, içerik ve kaynakları açısından derinlemesine irdelenmiştir. Çalışma neticesinde yazarın, mensubu olduğu Hanefî mezhebi terminolojisindeki fıkıh terimlerinin ilim dünyasında doğru şekilde bilinmesi amacıyla fıkıh alanındaki terimleri Hanefî mezhebi zaviyesinden ele aldığı ve terimleri farklı açılardan okuyucuya aktardığı ortaya çıkmıştır. Yazarın eserinde kaynak olarak başta Kur’ân-ı kerîm, hadîs, sözlükler ve Arap şiirlerinden yararlandığı ve yöntem olarak da terimleri alfabetik sıralama yerine Hanefî mezhebi fıkhının konu sıralamasına uygun olarak sıralamayı tercih ettiği örnekleriyle ortaya konulmuştur.