Yazar "Dere, Sultan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bio-Fertilizers Reduced the Need for Mineral Fertilizers in Soilless-Grown Capia Pepper(Mdpi, 2023) Dasgan, Hayriye Yildiz; Yilmaz, Mehmet; Dere, Sultan; Ikiz, Boran; Gruda, Nazim S.Soilless cultivation is extensively used in the greenhouse industry. Recently, hydroponic cultivation of capia pepper has become popular among growers. Capia pepper is harvested at the red maturity stage, and intensive mineral fertilizers are usually used for soilless cultivation. This study was performed in a greenhouse during spring under Mediterranean climatic conditions. The effects of bacteria and mycorrhiza on capia pepper plant growth, yield, fruit quality, and nutrition were investigated. Furthermore, the synergistic effects of these two bio-fertilizers were investigated. Our objective was to replace 20% of mineral fertilizers with bio-fertilizers in a soilless culture system. The use of 80% mineral fertilizers, in combination with mycorrhiza and bacteria, provided a 32.4% higher yield than the control (100% mineral fertilizer without bio-fertilizers). Moreover, the concentrations of N, P, K, Ca, Mg, Fe, Mn, Zn, and Cu in the leaves of pepper plants fed with the reduced mineral fertilizers combined with bio-fertilizers were higher than that of the control. In addition, fruit parameters, such as fruit weight, diameter, volume, the electric conductivity of the fruit juice, and total soluble solids, were significantly higher in this treatment compared to the control. Using 80% mineral fertilizer with only bacteria provided a 24.2% higher yield than the control. In conclusion, mineral fertilizers were successfully reduced by 20% using bacteria and mycorrhiza. These results provide an eco-friendly approach to a sustainable environment.Öğe Çukurova Ekolojik Koşullarına Uygun Bazı Karpuz Çeşitlerinin Kuraklığa Tolerans Seviyelerinin Belirlenmesi(2021) Daşgan, H. Yıldız; Kılınç, Musa; Dere, Sultan; İkiz, BoranBu çalışmada, ülkemizde karpuz üretiminde çok önemli bir bölge olan Çukurova ekolojik koşullarına uygunluğu daha önceki adaptasyon denemeleriyle ortaya konan yeni karpuz çeşit adaylarının kuraklık stresine karşı tepkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Çalışma, Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü’ne ait açık arazi deneme alanında ve Bitki Fizyolojisi Laboratuvarında yürütülmüştür. Bitki materyali olarak Minipool, 50024, Miracle, Splendit çeşit adayları ve Starburst karpuz çeşidi kullanılmıştır. Çalışmada üç farklı seviyede sulama yapılmıştır; 1) kontrol olarak tam sulanan parseller, 2) kontrolün yarısı kadar (%50 sulama) ve 3) kontrolün ¼’ü kadar (%25) sulanan parsellerdir. Çalışma sonunda çeşit adaylarının kuraklık stresi altında bitki büyümesi, verim ve meyve kalitesinde ortaya çıkan değişiklikler agronomik, fizyolojik ve pomolojik olarak incelenmiştir. Karpuz üretiminde Çukurova bölgesi ekolojik koşullarında %75 su kısıtlamasına kadar olan stres koşullarında başarılı bulunan çeşitler Splendit ve Miracle olmuştur. Özel durumlarda suyun %50 kısıtı aşmaması halinde Starburst ve 50024 numaralı çeşitler de tercih edilebilir bulunmuşturÖğe Does drought increase the antioxidant nutrient capacity of tomatoes?(Wiley, 2022) Dere, Sultan; Kusvuran, Sebnem; Dasgan, Hayriye YildizTomato fruit has long been regarded as a valuable functional food due to its potential role in the prevention of chronic diseases and thus its positive impacts on human health. In this study, the effect of drought under the climate change threat on increasing antioxidant enzyme activities and non-enzymatic antioxidants in terms of functional food properties of tomato fruits was investigated. Nine drought-tolerant tomato genotypes and two commercial cultivars were grown in an open field that was well watered and exposed to drought stress conditions. The biochemical effects of drought stress in fruit were determined by evaluating the fruits' contents of lipid peroxidation, vitamin C (L-ascorbic acid), total phenols, total flavonoids, lycopene, and beta-carotene and the activities of superoxide dismutase (SOD), catalase (CAT), ascorbate peroxidase (APX), and glutathione reductase (GR), total soluble solids and pH. Significant differences (P < 0.05) were found between tomato genotypes in the antioxidant capacity. Antioxidants such as vitamin C, total phenolics, flavonoids, TSS and beta-carotene increased, in tomato fruit under drought. However, pH was slightly decreased. A slight increase in lycopene was observed. The activities of the antioxidative enzymes SOD, CAT, APX and GR were significantly increased in tomato fruit under drought. The increased antioxidant capacity of drought-tolerant tomatoes has been found promising in terms of human nutrition under the threat of climate change.Öğe Domateste (Solanum lycopersicum) Farklı Tuz Konsantrasyonu Ön Uygulamalarının Çimlenme ve Fide Gelişim Parametrelerine Etkileri(2021) Dere, SultanTuzluluk bitkilerde büyüme ve gelişmeyi sınırlandıran en önemli abiyotik stres faktörlerinden biridir. Dünyada en çok üretilen ve tüketilen sebze türlerinin başında domates (Solanum lycopersicum) gelmektedir. Bu çalışmada, domates çimlenme ve fide gelişim parametreleri üzerine farklı tuz konsantrasyonu ön uygulamalarının etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Deneme, Siirt Üniversitesi Bahçe Bitkileri Bölümü Laboratuvarında gerçekleştirilmiştir. Bitki materyali olarak Rio Grande ve H2274 domates çeşidi kullanılmıştır. Tuz ön uygulaması olarak beş farklı tuz konsantrasyonu (0, 1, 2, 3 ve 4 M) belirlenmiştir. Çalışma iki faktörlü tesadüf parselleri deneme desenine göre kurulmuştur. Denemelerde, 3 tekerrür ve her tekerrürde 10 bitki materyali bulunmaktadır. Çalışma sonunda çimlenme yüzdesi (%), ortalama çimlenme zamanı, çimlenme indeksi, çimlenme hızı gibi çimlenme parametreleri ile fide boyu, hipokotil çapı, kök uzunluğu, yaş ağırlık ve kuru ağırlık parametreleri değerlendirilmiştir. Çalışma sonunda elde ettiğimiz sonuçlara göre tuz ön uygulamasının çimlenme yüzdesini ve bitki boyunu her iki çeşitte de azalttığı belirlenmiştir. Rio Grande domates çeşidinde tuz ön uygulamasının tüm konsantrasyonlarında yaş ağırlığın, kontrole kıyasla azaldığı ancak H2274 çeşidinde uygulamalar arasında farklılıkların olduğu görülmüştür. Kök ağırlığı, kontrole kıyasla tuz ön uygulamalarında Rio Grande çeşidinde artmıştır, fakat H2274 çeşidinde 3 M tuz ön uygulaması haricinde azalmıştır. İki çeşit içinde, farklı tuz konsantrasyonu ön uygulamalarında çimlenme ve fide gelişiminde farklılıkların olduğu ortaya çıkmıştır.Öğe DOMATESTE KURAKLIK STRESİNİN BAZI FİZYOLOJİK PARAMETRELERE ETKİSİ(2022) Dere, Sultan; Daşgan, Hayriye YıldızKuraklık stresi en önemli abiyotik stres faktörlerinden biridir. Domateste kuraklık stresinin neden olduğu verim ve kalite kayıplarını azaltmak için yapılan çalışmalar önem arz etmektedir. Çalışma 10 domates genotipi ve şahit olarak 2 domates çeşidi kullanılarak 2017-2018 yılı ilkbahar-yaz sezonunda açık alanda kuraklık stresinin etkisi belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Uygulama olarak %100 tam sulama (kontrol) ve %50 su kısıtlaması yer almaktadır. Domates genotip ve şahit çeşitlerin tam sulama ve su kısıtı şartlarında membran zararlanma indeksi, stoma iletkenliği, yaprak su potansiyeli, yaprak oransal su içeriği, ozmotik potansiyel, SPAD, yaprak sıcaklığı, yaprak alanı, yaş ve kuru ağırlık parametreleri incelenmiştir. Çalışma sonucunda membran zararlanma indeksi en düşük 2.89 ile Tom-139 genotipinde görülmüştür. Stoma iletkenliği yüzde değişimi en düşük -1.78 ile Tom-225 genotipinde, en yüksek ise -87.16 ile Tom-29’da görülmüştür. Yaprak su potansiyeli yüzde değişimi en yüksek 234.12 ile Tom-21’de belirlenmiştir. Ozmotik potansiyel en yüksek kuraklık stresinde Falcon çeşidinde, en yüksek yüzde değişim ise Rio Grande çeşidinde görülmüştür. Yeşil aksam kuru ağırlık yüzde değişimi en yüksek Tom-139 genotipinde 53.79 olarak belirlenmiştir. Yaprak sıcaklığı yüzde azalışı en yüksek -15.89 ile Tom-230 genotipinde bulunmuştur. Sonuç olarak yapılan analiz ve ölçümler sonucunda domates genotipleri ve şahit çeşitler arasında farklılıkların olduğu belirlenmiştir.Öğe Effect of molybdenum application in pepper (Capsicum annuum L.) under cold stress conditions(2023) Dere, SultanCold stress (low temperature stress) is one of the abiotic stress factors. It causes many morphological and physiological problems in plants. One of the applications to eliminate and alleviate these negative effects is molybdenum application. The aim of this study was to determine the effect of molybdenum application on cold stress in commercial variety Mazamort pepper. In the experiment, control, 25 ppm molybdenum concentration, 72 hours cold stress and 25 ppm molybdenum +72 hours cold stress applications were included. Pots of 2 L were used to grow the plants and the growing medium was a mixture of peat and perlite in a ratio of 2:1 by volume. Climatic chamber conditions were set to 24±1°C during the day and 18±1°C at night with 16/8 h light/dark photoperiodicity for control conditions and 24±1°C during the day and 5±1°C at night with photoperiodicity for cold stress conditions. The experiment was planned according to the random plots factorial design with 3 replications and 6 plants in each replicate. At the end of the study, plant height, stem diameter, number of leaves, plant fresh and dry weight, SPAD, wet basis moisture content, leaf proportional water content and ion leakage parameters were analysed. The highest plant height of Mazamort pepper variety was determined in 25 ppm molybdenum+72 hours cold stress application (44.51 cm). Application of 25 ppm molybdenum was effective in alleviating the negative effect of cold stress on plant stem diameter, plant fresh-dry weight and turgor potential. Moisture content wet basis was lowest in 25 ppm molybdenum +72 hours cold stress application. SPAD value in pepper plants decreased under cold stress conditions. It was observed that 25 ppm molybdenum application was ineffective and the decrease increased under cold stress conditions. Ion leakage in Mazamort pepper variety was highest under 72 hours cold stress and 25 ppm molybdenum +72 hours cold stress conditions. Under cold stress conditions, 25 ppm molybdenum application was ineffective. Molybdenum application under cold stress conditions was found to have positive effects on some parameters in general. In future studies, we believe that the application of different molybdenum concentrations and different cold stress periods will reveal the effects of molybdenum more clearly.Öğe Effects of High-Temperature Stress during Plant Cultivation on Tomato (Solanum lycopersicum L.) Fruit Nutrient Content(Wiley-Hindawi, 2021) Dasgan, Hayriye Yildiz; Dere, Sultan; Akhoundnejad, Yelderem; Arpaci, Bekir BulentAgriculture is among the sectors that will be impacted first and most by the adverse effects of climate change. Therefore, developing new high-temperature tolerant varieties is an essential economic measure in adaptation to near-future climate change. Likewise, there is a growing interest in increasing the antioxidant content of crops to improve food quality and produce crops with high-stress tolerance. Tomato is the most grown and consumed species in horticultural plants; however, it is vulnerable to 35 degrees C and above high temperatures during cultivation. This study used twenty high-temperature tolerant, two susceptible genotypes, and two commercial tomato varieties in the open field. The experiment was applied under control and high-temperature stress conditions based on a randomized block design with 4 replications and 12 plants per repetition. The study investigated the fruit's selected quality properties and antioxidant compounds, namely, total soluble solutes (Brix), titratable acidity, pH, electrical conductivity (EC), lycopene, beta-carotene, and vitamin C, along with total phenols and total flavonoids under control and stress conditions. As a result, in general, total soluble solutes, titratable acidity, total phenol, and vitamin C contents under high-temperature conditions were determined to increase in tolerant tomato genotypes, while decreases were noted for pH, EC, total flavonoids, lycopene, and beta-carotene. However, different specific responses on the basis of genotypes and useful information for breeding studies have been identified. These data on fruit nutrient content and antioxidants will be helpful when breeding tomato varieties to be grown in high-temperature conditions.Öğe Genotypic Variation in Calcium Uptake in Common Bean (Phaseolus vulgaris L.) under Chilling Stress(2020) Dere, Sultan; Daşgan, Hayriye Yıldız; Ceylan, Elife; İlhan, MervePlants are constantly exposed to different abiotic stresses throughout their lifecycle. Sub-optimal temperatures areimportant abiotic stress factors in agriculture. Plant growth, development, yield, and crop quality are significantly affected bylow temperature stress. In the present study, 95 different common bean genotypes were grown in the growth chamber. As thecontrol group, the growth chamber was designed to be 16/8 h light and dark with 25 °C and 20 °C day/night temperatures,respectively. Fifteen days old seedlings were exposed to chilling stress as cold stress treatment in the dark (night) at 4 °C for8 hours and in light (day) at 25 oC for 16 hours. After fifteen days of low temperature stress, the experiment was completed toinvestigate calcium (Ca) intake in plants. Shoot Ca concentration of the genotypes were analyzed and genotypes wereclassified according to their Ca content. Therefore 24 genotypes were found to have less than ?0.5%, 35 genotypes were foundto have between 0.51 to1.0% and 36 genotypes were found to have between 1.01 to 3.0% Ca content under chilling stress.Öğe Kuraklık Stresi Koşullarında Bakteri Uygulamasının Domates Bitkileri Üzerine Etkileri(2021) Dere, SultanKuraklık stresi bitkisel üretimi etkileyen en önemli stres faktörlerindendir. Bu çalışma kuraklık stresinin olumsuz etkilerini azaltmada bakteri uygulamasının etkisini belirlemek amacıyla yapılmıştır. İklim odasında katı ortam kültüründe yapılan çalışmada Falcon domates çeşiti ve Tom-29 yerel domates genotipi kullanılmıştır. Bitkileri 16/8 saat aydınlık/karanlık, 25±2°C gündüz ve 20±2°C gece olan iklim odasında yetiştirilmiştir. Uygulamalar kontrol, kuraklık stresi, bakteri, kuraklık stresi+bakteri şeklinde planlanmıştır. Çalışma sonunda bitki boyu, bitki çapı, yaprak sayısı, koltuk sayısı, bitki yaş ağırlığı, gövde yaş ağırlığı, yaprak yaş ağırlığı, kök ağırlığı, yaprak alanı, yaprak oransal su içeriği, yaprak su potansiyeli, SPAD metre ölçümü gibi morfolojik ve fizyolojik parametreler incelenmiştir. Kontrol grubuna kıyasla, kuraklık stresi uygulamasında, Tom-29 genotipi incelendiğinde, bitki boyu (% 3,07), bitki çapı (%5,75), bitki yaş ağırlığı (%55,92), gövde yaş ağırlığı (%33,50), kök ağırlığı (%38,20) ve yaprak sayısı (%16,37), yüzde değişimdeki azalışın Falcon çeşitinden daha az olduğu belirlenmiştir. Falcon çeşitine kıyasla Tom-29 genotipinde bakteri uygulamasına göre kuraklık stresi+bakteri uygulamasında bitki boyu (%34,83), bitki yaş ağırlığı (%50,62), gövde yaş ağırlığı (%53,36), yaprak yaş ağırlığı (%51,43), koltuk sayısı (%31,55) ve turgor potansiyeli (%3,84) yüzde değişim azalışının daha düşük olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak kuraklık stresinin domates üzerindeki olumsuz etkisini azaltmada kullanılan yöntem ve uygulamaların etkisi belirlenmiştir.Öğe Kurşun Uygulamasının Yerfıstığı (Arachis hypogaea L.)’ndaki Morfolojik ve Fizyolojik Etkileri(2020) Dere, Sultan; Doğan, MuhittinBu çalışma, kurşun (Pb) ağır metalinin, yerfıstığı (Arachis hypogaea L.) bitkisindeki bazı morfolojik ve fizyolojik etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. İklim dolabında, kontrollü şartlar altında ve topraksız ortam kültüründe yürütülen çalışmada denemeler, tesadüf parselleri deneme desenine göre kurulmuştur. Buna göre araştırmada yerfıstığı (A. hypogeae L. cv. Sultan)’na 0, 10, 100 ve 1000 mg L-1 Pb derişimleri uygulanmıştır. Araştırma sonucuna göre, yerfıstığı fidelerinin kök, gövde ve yapraklarının Pb içeriği, artan Pb derişimine bağlı olarak artmıştır. Fidelerde kurşunun içeriği bitki aksamına göre kök>gövde>yaprak şeklinde olmuştur. Bitki kök, gövde uzunlukları ile kök, gövde ve yaprak yaş ağırlıkları Pbderişimleri artışına paralel olarak azalmıştır. Buna ek olarak, Pb derişimleri kök, gövde ve yapraktaki fenolik bileşikleri de azaltmıştır. Araştırmada ayrıca, yaprakların fotosentetik pigment miktarları Pb toksisitesinde azalmıştır. Uygulanan Pbderişimlerinin yerfıstığı fidelerinde hücre membranlarında oksidatif strese neden olduğu ve kök, gövde ve yapraklarda malondialdehit miktarının arttığı belirlenmiştir. Fidelerin bütün kısımlarında protein miktarlarında genelde azalmalar saptanmıştır. Prolin aminoasidinin miktarları kök ve gövdede, kontrol grubuna göre genelde azalmışken, yapraklarda özellikle 100 ve 1000 mg L-1'lik derişimlerinde artmış olması, bu aminoasidin yapraklarda Pb toksititesine karşı bazı rollerinin olabileceğini göstermiştir. Sonuç olarak kurşunun yüksek dozlarının yerfıstığı fidelerinde toksik etki yaptığı belirlenmiştir.Öğe Mitigating the Adverse Effects of Salt Stress on Pepper Plants Through Arbuscular Mycorrhizal Fungi (AMF) and Beneficial Bacterial (PGPR) Inoculation(Mdpi, 2024) Dere, SultanThis study investigates arbuscular mycorrhizal fungi (AMF), plant growth-promoting rhizobacteria (PGPR), and their combined application under salt stress (200 mM NaCl), emphasizing their synergistic potential to enhance plant resilience. Conducted in a controlled climate chamber, key parameters such as plant height, biomass, SPAD values, ion leakage, relative water content (RWC), osmotic potential, and mineral uptake were assessed. Salt stress significantly reduced plant growth, chlorophyll content, and nutrient absorption. However, AMF and PGPR improved plant performance, with co-inoculation showing the highest efficacy in increasing RWC, nutrient uptake, and maintaining membrane stability. AMF and PGPR treatments enhanced potassium retention and reduced sodium and chloride accumulation, mitigating ionic imbalances. The improved chlorophyll content and water relations under co-inoculation demonstrate the potential of these biostimulants to boost photosynthesis and plant resilience. These findings highlight AMF and PGPR as eco-friendly solutions for sustainable agriculture, promoting crop productivity and stress tolerance under saline conditions.Öğe Screening of High Temperature Tolerant Tomato Genotypes for Their Fruit Mineral Content(2018) Dere, Sultan; Daşgan, Hayriye Yıldız; Akhoundnejad, Yelderem; Kafkas, Nesibe EbruAgriculture is at the forefront of the sectors that will be most affected by climate change. It is inevitablethat Turkey is exposed to the negative effects of climate change due to its geographical location. Thedevelopment of new high temperature tolerant varieties is seen as an important economic measure in theadaptation to climate change. In this study, heat temparature tolerant tomato genotypes were investigated fortheir fruit mineral content. For this purpose, twenty tolerant tomatoes from the gene pool of the ÇukurovaUniversity, Department of Horticulture the and two commerical cultivars were grown in the open field conditionsduring 2016 spring and summer periods in Adana, Turkey. Tomato fruits grown under control and hightemperature stresses conditions were analyzed for phosphorus, potassium, calcium, magnesium, iron,manganese, copper and zinc. According to heat stress effects on the tomato fruit mineral content, the macronutrientswere ordered P, K, Ca, Mg from the least affected to the most affected. Moreover, the micro-nutrientswere ordered Cu, Fe and Zn from the least affected to the most affected. In the present study heat tolerant tomatogenotypes showed better performance and their mineral content most cases were higher than mineral content ofthe control trade cultivars.Öğe Use of Mycorrhiza to Reduce Mineral Fertilizers in Soilless Melon (Cucumis melo L.) Cultivation(Univ Agr Sci & Veterinary Med Cluj-Napoca, 2019) Dere, Sultan; Coban, Ayse; Akhoundnejad, Yelderem; Ozsoy, Suleyman; Dasgan, Hayriye YildizIntensive use of mineral fertilizers in soilless growing systems can have adverse effects on the environment and human health and could be economically expensive. Aim of this study was whether it can be reduced mineral nutrients in soilless grown melon by using mycorrhizae inoculation. The experiment has been carried out in the early spring growing period in a greenhouse in the Mediterranean climate. The eight treatments have been applied: (1) 100% Full nutrition (control), (2) 100% Full nutrition+mycorrhiza, (3) 80% nutrition, (4) 80% nutrition+mycorrhiza (5) 60% nutrition (6) 60% nutrition+mycorrhiza (7) 40% nutrition, (8) 40% nutrition+mycorrhiza. Effects of mycorrhiza on melon plant growth, yield, fruit quality, and leaf nutrient concentrations were investigated. Arbuscular mycorrhizal fungi colonization is accompanied by plant growth increases in reduced nutrient levels. The mycorrhiza inoculation had a significant enhancing effect on total yield in soilless grown melon plants. The highest increasing effect on melon yield was observed in the 80% nutrient+mycorrhiza, and AM- inoculated plants produced 49.5% higher melon yield (12.4 kg m(-2)) than that of control plants without mycorrhizae (8.3 k gm(-2)). AM-inoculation was also able to establish an improvement in Brix and EC of melon fruit. In the nutrient contents of leaves, there were slight increases in AM-inoculated plants, except P. The P content was significantly increased in AM-inoculated 80% nutrient plants as comparison to that of its control.Öğe Yerel ve Yabancı Bamya (Abelmoschus esculentus L. ) Genotiplerinin Morfolojik Karakterizasyonu(2021) Yıldız, Esra; Dere, Sultan; Arpacı, Bekir Bülent; Daşgan, H. YıldızBu çalışmada 54 adet yerli ve yabancı bamya çeşit ve genotipi UPOV kriterlerine göre 3 fenolojik gözlem, 9 çiçek ve meyve özelliği, 9 bitki özelliği ve 2 tohum özelliği bakımından morfolojik olarak taranarak tanımlanmıştır. Genotiplerin bitki boyu 50.0 cm ile 258.3 arasında, yaprak eni 12.88 cm ile 37.00 cm arasında değişmiştir. Hasat olgunluğuna gelmiş meyvelerin ortalama meyve genişlikleri 6.00 mm ile 36.10 mm arasında, meyve uzunluğu değerleri 32.97 mm ile 127.10 mm arasında dağılım göstermiştir. Ortalama meyve ağırlığı 3.80 g ile 19.60 g arasında ölçülmüştür. Çalışmada tohum özellikleri, gövde tüylülüğü, gövde rengi, yaprak rengi, kaliks parçalarının sayısı, bitki boyu, yaprak boyu, petal rengi, meyve yivliliği, meyve rengi, meyve şekli, meyve köşeliği, meyve tüylülüğü, meyve bazal yapısı ve tohum şekli gibi özellikler bakımından genotipler arasında farklılıkların olduğu gözlenmiştir. Bamya genotiplerinin toplam varyansına ilk iki temel bileşen %17.9 ve %15.6 oranında katkıda bulunmuştur. Özdeğeri 1’den büyük 7 temel bileşenin toplam varyansa kümülatif katkısı %72.99 olmuştur. Birinci temel bileşene en çok vektörel katkı yaprak ve gövde tüylülüğü karakterleri tarafından ikinci temel bileşene en fazla vektörel katkı ise yaprak ve gövde renkleri tarafından sağlanmıştır. Genotipler arasındaki benzerlik ve farklılıklar korelasyon katsayıları ve Öklid uzaklıkları ile doğrulanmıştır. Gen havuzunda karakterize edilen genotiplerin ıslah programlarında kullanılabilecek çeşitlilikte olduğu belirlenmiştir.