Kaya, Seyfettin2024-12-242024-12-2420191309-46881309-4173https://doi.org/10.9737/hist.2019.813https://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/373147https://hdl.handle.net/20.500.12604/5171Kehanette bulunma arzusu ve astroloji eski çağlardan beri milletlerin ve uygarlıkların yakındantakip ettikleri bir olgu olmuştur. İlkçağlardan beri kullanılan astroloji ile ilgili kavramlar, fetihhareketleri sonucunda Arap-İslam Devleti’nde daha da ilgi çekmeye başlamıştır. İslam dini ve HzPeygamber tarafından kesin bir şekilde yasaklandığı ifade edilmesine karşın, geleceği merak etmedüşüncesi ve insani zafiyetlerden dolayı Müslüman toplumda ve İslam devletlerinin yönetici sınıfıarasında gelecek ile ilgili kehanet ve astroloji varlığını sürdürmüştür. Özellikle, Abbasilerde ve OrtaÇağ İslam dünyasında var olan diğer Arap devletleri ilm-i nücûma (astroloji) ilgi göstermişlerdir.Abbasiler (750-1258), Fatımiler (909-1171) ve Endülüs Emevileri (756-1031) dönemlerinde devletsarayında farklı zamanlarda ve farklı hükümdarlar tarafından birçok müneccim görevlendirilmiştir.Abbasi döneminde, Ebu Maşer ve İbn Nevbaht, Fatımiler döneminde İbn Yunus ve Endülüs Emevileridöneminde İbn İshâk ve Mesleme el-Mecrîtî öne çıkmışlardır. Hatta zaman zaman hükümdarlarmüneccimlere danışarak karar alırlardı; bir savaşa veya barışa müneccimlere danışmadan kararverilmezdi.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessTarih,Ortaçağ ve Rönesans ÇalışmalarıORTAÇAĞ ARAP-İSLAM DEVLETLERİNDE İLM-İ NÜCUM VE MÜNECCİMLİKArticle1162311232437314710.9737/hist.2019.813